İslâm dini, dünya ve âhiret dengesinin kurulmasını ister, tek taraflı olarak ne sadece
dünyayı, ne de sadece âhireti düşünür. Ahiret için dünyanın terk edilmesine karşı olduğu gibi,
dünya için âhiretin terk edilmesine de karşıdır. Her ikisine de gereken önemi vermekte ve her
iki dünya için insanın çalışmasını istemektedir. Dünya çalışma ve yorulma yeri olup, ahiret
ise dünyada yapılanların karşılığının, yani mükafaat ve cezânın görüldüğü yerdir, orada
çalışma yoktur. Hz. Peygamber müslümanların mânen olduğu gibi, maddeten de güçlü
olmalarını ve ilerlemelerini istemektedir. İslam dini tembelliği ve uyuşukluğu kabul etmediği
gibi, aksine o, dinamizmi ve aksiyoner olmayı tavsiye etmektedir. Bugün İslâm dünyasının
dünya konjönktürü içerisinde ezilmişliğinin ve geri kalmışlığının kökeninde İslâm’ın
benimsemediği ve bazı müslümanlar tarafından yanlış anlaşılan fakirlik anlayışının olup
olmadığı ciddi manada araştırılmalıdır.
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2001 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2001 Cilt: 5 Sayı: 1 |
CUIFD Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.