Amaç: Preeklampsi, tüm gebeliklerin yaklaşık %6-10’ unda görülen ve gebe kadınlara özgü ciddi bir hastalıktır. İmmün ve genetik faktörlerin de katkıda bulunduğu kompleks bir hastalıktır. Bu çalışmada amacımız, AGTR2A1675G ve IL4 -590 (C>T) polimorfizmleri ve preeklampsi arasında bir ilişki olup olmadığını incelemekti.
Gereç ve Yöntem: Yüz otuzbir preeklampsili ve 86 normal gebe kadından alınan periferik kandan, genomic DNA izole edildi. AGTR2 ve IL-4 polimorfizmleri polimeraz zincir reaksiyonu kullanılarak genotiplendirildi.
Bulgular: AGTR2 geni 1675 polimorfizminin genotip frekansı açısından önemli bir fark bulunamadı fakat allel frekansları açısından önemli bir fark bulunmuştur. IL-4 geni -590 polimorfizmi genotip ve allel frekansları açısından önemli bir fark bulunamamıştır.
Sonuç: AGTR2, GG genotipi ve IL-4, TT genotipi preeklampsili kadınlarda normal gebe kadınlara oranla önemli derecede yüksek bulundu. Bu genotipe sahip olma, preeklampsi meydana gelmesi açısından bir risk faktörü olabilir ancak bu bulgular daha fazla örnekte test edilmeye ihtiyaç duymaktadır.
Purpose: Preeclampsia, specific to human pregnancies, is a serious disorder, which occurs approximately in 6-10% of all pregnancies. It is a complex disorder, in which immune and genetic factors also take part. The aim of the current study was toinvestigate whether there is an association between AGTR2 A1675G and IL4 -590 (C>T) polymorphisms and preeclampsia.
Material and Methods: Genomic DNA was extracted from the peripheral venous blood of 131 preeclamptic and 86 normotensive pregnant women. The AGTR2 and IL-4 polymorphisms were genotyped by using a polymerase chain reaction assay.
Results: As for AGTR2 gene 1675 polymorphism, there was not any significant difference in terms of genotype frequencies but there was a significant difference in terms of allele frequencies. As for IL-4 gene -590 polymorphism, there was not any significant difference in terms of genotype and allele frequencies.
Conclusions: AGTR2, GG genotype and IL-4, TT genotype were found significantly higher in preeclamptic women than normotensive pregnant women.These genotypes might be a susceptibility risk factor for preeclampsia but these findings need to be tested in a larger sample size.
Subjects | Health Care Administration |
---|---|
Journal Section | Research |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2017 |
Acceptance Date | January 20, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 42 Issue: 3 |