When examining an individual, multidisciplinary approach has been encouraged recently in both research and practice. Apart from the physical aspect, the requirement of psychological and social investigation of the individual reveals the importance of biopsychosocial. Particularly in chronic diseases, enhancing both mental and physical wellbeing of a patient positively affect the compliance and it plays a significant role in maintaining a quality life. Like other chronic diseases, thalassemia has negative physical consequences that can seriously affect patients' lives, also it can cause negative psychological outcomes. An individual diagnosed with thalassemia has requirements that decrease the chances to maintain quality life such as surgical treatment, injection and blood draw which should be continuously repeated throughout life. Nevertheless, the patient’s compliance can increase the chances of maintaining a quality life. In this case study, the compliance of a 45-year-old woman with thalassemia (major) who was born when there was not sufficient information about thalassemia will be examined from her birth. This case of the patient who managed to maintain quality life was aimed to examine in the context of compliance suggested by health psychology. By implementing prevention programs, the rate of patients with thalassaemia has considerably decreased in several countries. Further research is needed to develop strategies that can improve compliance in patients with thalassemia.
Son zamanlarda sağlıkla ilgili alanlarda bireyi incelerken hem araştırma hem uygulamada multidisipliner yaklaşım teşvik edilmektedir. Sağlık alanında bireyin bedensel boyutu dışında ruhsal ve sosyal boyutlarda da incelenmesi gerekliliği biyopsikososyal modelin önemini ortaya koymuştur. Özellikle kronik hastalıklarda hastanın hem fiziksel hem de psikolojik açıdan iyileştirilebilmesi, hastanın hastalık ile olan uyumlu olumlu düzeyde etkileyebilmekte ve aynı zamanda kaliteli bir yaşam sürdürebilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Tüm kronik hastalıklar gibi, talasemi de hastaların hayatını ciddi şekilde etkileyen fiziksel olumsuz sonuçlar doğururken aynı zamanda psikolojik açıdan da olumsuz etkilenmelerine sebep olabilmektedir. Talesemi tanısı alan bir bireyin, yaşamı boyunca tekrarlamak zorunda olduğu enjeksiyon gereksinimleri, kan alımları ve cerrahi tedaviler gibi ihtiyaçları kaliteli bir yaşam sürme şansını azaltmaktadır. Bununla birlikte hastanın, hastalıkla olan uyumu kaliteli bir yaşam sürme şansını artırabilir. Bu olgu sunumunda talasemi ile ilgili yeterli bilginin olmadığı zamanda dünyaya gelmiş olan 45 yaşındaki talasemi (majör) hastası bir kadının, doğumdan itibaren hastalık ile olan uyumuna yer verilecektir. Kaliteli bir yaşam sürebilmeyi başaran bu olgunun, sağlık psikolojisinin önerdiği hastalık ile olan uyumluluk temelinde incelenmesi amaçlanmaktadır. Birçok ülke de önleme programları uygulanmasıyla talasemili hasta oranı oldukça düşmüştür. Bu hastaların tedaviye uyumlarını artırabilecek stratejilerin geliştirilebilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Case Report |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2020 |
Acceptance Date | January 1, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 45 Issue: 1 |