هدف هذا البحث إظهار مضامين تثبيت المجتمعات في الحالات العصيبة على نموذج قطاع غزة. تناول البحث أوّلًا بعض المفردات القرآنية، مثل الثبات والصبر والمعاني الأخرى المتضامّة معه، ممّا تشتد الحاجة إليها في حياة المرء والمجتمع، ولاسيما في مواسم النوازل والكوارث، وذكر أن مضامين تلك المفاهيم إذا تحققت وتجلّت تتحقق معها المعجزات، مثل ما رأى العالم بعد طوفان الأقصى ممّا ضربه الفلسطينيون من أروع أمثلة المقاومة والتضحية والفداء والمصابرة وهم في أشد حالة، حيث يتنزّل عليهم البلاء في كل لحظة على يد وحشيين لا يعرفون شيئًا من القيم الإنسانية، فالغزّيُّون لا يجدون مكانًا تلد فيه نساؤهم، وينتظرون خفّة النار ليجمعوا الأشلاء الممزّعة لأهاليهم من بين الأنقاض ليواروها في قبور جماعية يردمونها بحجارة الأنقاض حتى لا تنبشها الكلاب، ومع ذلك كله لا نجد أحدًا منهم يتذمّر فيما يواجهه، ولم نشاهد أنّه تفوّه أحدهم بكلام يخالف إيمانه. وصل البحث إلى أن التثبيت أعظم من تربية الناس على تفويض الأمر لله وشدة التوكّل عليه، فالتوكّل ليس مثالًا نظريًّا ولا تجريدًا صوفيًّا، بل هو حال يلجأ إليه المرء في أثناء انغماسه بأمرٍ يؤمن به، ويجعله مدار حياته السلوكيّة في شأن الحقّ أو الخلق أو النفس أو قيامة الدين والدنيا.
Bu makalenin temel amacı Gazzeli Müslümanlar örneğinde toplumların zor zamanlarda sabır ve sebatlarının arkasında yatan sebepleri ortaya koymaktır. Bu bağlamda öncelikle insanların özellikle zor zamanlarda kendisine şiddetle ihtiyaç duyduğu “sebât” ve “sabır” gibi Kur’an’ı Kerîm’in bu konudaki temel kavramları tahlil edilmiş, bu kavramların ihtiva ettiği derin manaların insanın hayatında tecelli etmesi halinde, Aksa Tufanı’nda olduğu gibi mucizelerin gerçekleşeceği ifade edilmiştir. Filistinli Müslümanlar, insanlıktan hiçbir şekilde nasibini almamış gözü dönmüş düşmanları tarafından üzerlerine yağan bombalar karşısında; mukavemet, fedakârlık ve sabrın en güzel örneklerini sergilemişlerdir. Yaşanılan acı tasavvurların ötesindedir. Hamile kadınların çocuklarını doğuracak güvenli bir yer bulamadığı, şehit düşen insanların parçalanmış cesetlerini gömmek için bile olsa saldırıların kesilmediği ve cesetlerin yırtıcı hayvanların merhametine bırakıldığı bir durumla karşı karşıyayız. Ancak bütün bunlar karşısında bile oradaki Müslümanların teslimiyetlerinden bir şey kaybetmediğini, ağızlarından inançlarına aykırı tek bir kelimenin dahi çıktığına şahit olmuyoruz. Makale, sebât göstermenin, insanları, işlerini Allah’a havalet etmek ve ona tevekkül etmekten daha üst düzey bir eğitim metodu olduğunu ortaya koyarak, tevekkülün ise mücerret bir sûfî teorisinden ibaret olmadığını, tam tersine kişinin, hak uğruna veya insanlık adına ya da dini ve dünyası için inandığı ve hayatında izlediği değerlerle sığındığı bir kale olduğunu izah ederek tamamlanmıştır.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Notları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 6 Sayı: 1 |