Sanayileşme ve ekonomik gelişmeye paralel olarak artan kentsel ve yaşamsal ihtiyaçların, toprak üzerinde yerseçimi zorunluluğu, sermaye birikim sürecinde önemli bir araç haline dönüşen toprağın, kar alanı haline gelmesine neden olmaktadır. Bu durum, sanayileşme sürecinin bir sonucu olan göçün, yoğunlaşmış ve ihtisaslaşmış sanayileşmenin ve sanayileşmeye bağlı olarak artan uzmanlaşmış hizmetler sektörünün bir sonucu olarak değerlendirilmelidir. Kent planlama sürecinde, kentsel gelişme ve büyüme yönlerinin doğru analiz edilmemesi, yerleşilebilirlik analizlerinin ekolojik ve toplumsal açıdan uygulanabilirliklerinin sorgulanmaması, dolayısıyla planlama etiği ve amacı dışında alınan eylem ve kararlar, ormanların, mer’aların, tarım topraklarının kamu yararı ilkesi göz ardı edilerek yerleşime açılmasına, bu durum ise, kentsel rantlar yaratılarak birçok çevresel sorunun yaşanmasına neden olabilmektedir. Kentsel büyüme ve gelişme yönündeki topraklar spekülatif yatırım aracı haline dönüşmektedir. Bu süreçte, doğal çevrenin, planlama ve imar kararları aracılığıyla nitelik ve fonksiyon değiştirerek yapılı çevreye dönüşümü, planlamanın, kentsel rantları besleyen, çevresel değerlerin sürdürülebilirliği konusunda tehdit oluşturan bir disiplin olmasına neden olabilmektedir. Bu çalışmada, kent planlama sürecinde etkili olan aktörlerin (plancıların, yerel ve merkezi yönetimin, baskı ve çıkar gruplarının, toprak sahiplerinin vb.) kentsel ve çevresel sorunların yaratılmasındaki rolleri, planlama ve kentsel rant kavramları ile ilişkilendirilerek incelenmekte kent, toprak, çevre ve rant arasındaki ilişki açıklanmaktadır.
Gereksinme Doğal Kaynaklar Planlama Çevre Bilinci Kentsel Rant
Diğer ID | JA94FS22UA |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Yıl: 2013 Sayı: 1 |