defektlerde son dönem olumsuz etkiler oluşmadan önce, volüm yükü altında kalan sol
ventrikülün fonksiyonlarındaki değişikliklerin halen kullanılmakta olan konvansiyonel
yöntemler ile belirlenmesi bazen yetersiz kalabilmektedir. Bu amaçla kalbin sistolik ve
diyastolik fonksiyonlarını belirleyecek basit ve kolay elde edilebilir yöntemlere ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu yöntemlerden biri olan, kalbin global olarak fonksiyonunu
belirlemede, Doppler ekokardiyografiden türetilen miyokardiyal performans indeksinin
(Tei İndeksi), son yıllarda çeşitli kalp hastalıklarında klinik ve prognostik önemi ortaya
konulmuştur. Bu çalışmada Tei indeksinin izole VSD’lerdeki klinik önemini araştırmak
amaçlanmıştır.
Yöntem: İzole ventriküler septal defekt tanısı almış çocuklar ile sağlıklı çocuklar
arasında, sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonlarını belirlemede kullanılan
Doppler eko indeksleri (E/A oranı, DT, Tei İndeksi), M-mode ölçümleri (LVEDD,
LVESD, LA, EF, FS) karşılaştırılmış; ayrıca VSD’li grup içinde MPI’nin klinik ve
prognostik önemi, klinik değerlendirme, ekokardiyografik ve kateter-anjiografi çalış-
maları parametreleri göz önüne alınarak ortaya koyulmak istenmiştir.
Bulgular: İzole VSD’li, yaş ortalaması 58 ± 53 (3-204 ay) ay olan 69 çocuk çalışma
grubu ve yaş ortalaması 65 ± 42 (3-207 ay) ay olan 64 sağlıklı çocuk kontrol grubu
olarak olarak alındı. Gruplar arasında M-mode özellikleri açısından fark bulunmadı.
Doppler eko bulgularında E/A oranı ve ET VSD’li grupta, sağlıklı çocuklara göre
istatistiksel anlamlı olarak düşük saptandı (1,38 ± 0,13;1,58 ± 0,36, p < 0,001; 245 ± 93;
266 ± 34, p < 0,003). Tei İndeksi değerleri VSD’li çocuklarda, sağlıklı çocuklara göre
istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulundu (0,32 ± 0,08; 0,26 ± 0,05, p < 0,0001).
VSD’li grup içinde MPI ile düzeltilmiş VSD çapı, Qp/Qs arasında pozitif korelasyon
bulundu (r=0,39, p < 0,001; r= 0,73, p < 0,0001). Yaş, sistolik kan basıncı, diyastolik kan
basıncı, kalp hızı, Qp/Qs, VSD gradienti, düzeltilmiş VSD çapı ve M-mode ölçümlerinin
dahil edildiği multivariate analizde en belirleyici değişkenin Qp/Qs olduğu bulundu
(p < 0,0001). Qp/Qs oranı > 2 olan grupta, < 2 olan gruba göre Tei in deksi değerleri
istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulundu (0,29 ± 0,04; 0,42 ± 0,08, p < 0,0001).
Ayrıca semptomatik olan olgularda, olmayan olgulara göre indeks değerleri anlamlı şekilde yüksek olduğu görüldü (0,38 ±
0,06; 0,31 ± 0,07, p < 0,02).
Sonuç: Miyokardiyal performans
indeksinin, VSD’li hastalarda sol
ventrikül dis-fonksiyonunu monitörize etmede yararlı bir parametre olduğu bulunmuştur. Tei indeksindeki artışlar
ile VSD’li hastaların kötü klinik sonuçları arasında yakın ilişki gösterilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2008 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ağustos 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 22 Sayı: 3 |