BibTex RIS Kaynak Göster

Liberal Komüniteryanizmde İnsan, Toplum ve Devlet

Yıl 2013, Sayı: 34, 97 - 160, 01.06.2013

Öz

Liberal komüniteryanizm, kendi duruşunu, yalnızca liberalizm ve komüniteryanizmin değil, aynı zamanda komüniteryan teorinin diğer şubeleri arasında da var olan uzlaşma ve çatışma noktalarını göz önünde bulundurarak geliştirir. Liberalizm ile komüniteryanizmi uzlaştırmak hedefiyle yola çıkan liberal komüniteryanizm, bu teoriler arasında var olan gerilimlerin nasıl aşılabileceğine dair ahlak-merkezli bir yaklaşım tarzı ortaya koyar. Bu süreçte o, bireyin, toplumun ve toplumsal kurumların ahlaki gelişimine engel olan etkenlerin nasıl gün yüzüne çıkartılıp tedavi edilebileceği ve farklı toplumsal kesimler arasında karşılıklı alışveriş ve işbirliği esasına dayalı bir ilişkinin kurulabilmesi için gerekli olan içtimai ve siyasi altyapının nasıl hazırlanabileceği sorularını yaptığı analiz ve tekliflerin merkezine yerleştirir. Bu makale, liberal komüniteryanizmin insan, toplum ve devlet tasavvurunu ana hatlarıyla ortaya koymayı amaçlamaktadır.Liberal komüniteryanizme göre, kişinin kararlarının değerli kabul edilmesi ve bunlara saygı gösterilmesi, bu kararların, kendisinin ve toplumun ahlaki gelişimine katkıda bulunuyor olması şartına bağlıdır. Böyle bir katkının olabilmesi için ise, kişinin kararını, insan hayatının temel değerleri olan özgürlük, akıl, ben-idrakine uygunluk ve sorumluluk değerleri arasında makul bir dengenin nasıl kurulabileceğine dair bir muhasebe sürecinin neticesinde almış olması gerekir. Liberal-komüniteryan düşüncenin kurucularından olan Philip Selznick’e göre, sağlıklı bir toplum düşüncesinin ortaya çıkabilmesi ve toplumsal bütünlüğün sağlanabilmesi şu şartların gerçekleşmesine bağlıdır: (1) Aidiyet çevrelerini ve toplumu bir arada tutan temel değerler (tarihsellik, kimlik, karşılıklı bağlılık, çoğulculuk, irade özgürlüğü, katılım ve bütünlük) arasında makul bir dengenin kurulması. (2) Toplumsal hayata ve düşünceye rengini veren, aralarında sürekli bir gerilim ilişkisinin var olduğu ve eksik katılım-tam katılım, yerellik-evrensellik, medenilik-sadakat, geleneksel ahlak-eleştirel ahlak kutuplarından birisini merkeze alan anlayış tarzlarının birbirleriyle dengelenmesi. Liberal komüniteryanizme göre devlet, toplumsal yapıya uygun bir siyaset tarzı geliştirebilmek için, toplumda temsil edilen farklı aidiyetler arasındaki dağılımı göz önünde bulundurmalı ve fakat her türlü aidiyeti bizatihi değerli olarak kabul etmelidir. Devletin, eşitlik ilkesini zedelemeyecek şekilde insanların ve toplumsal kesimlerin hayatlarını inanç ve değerleri doğrultusunda sürdürebilmeleri noktasında onlara yardımcı olması gerekir. İyi niyetli tarafsızlık ilkesi, din ile devletin arasında sağlıklı bir ilişkinin nasıl kurulabileceği konusunda katı ayrılık ilkesine nisbetle daha makul çözümler sunar. Fakat bu ilke de din ile devletin birbirleri ile sağladıkları yakınlaşmanın devletin tarafsızlığı ve sekülerliği ilkelerini ihlal etmemesi gerektiğini söyler.Makalede, liberal-komüniteryanizmin bu bahislere dair yaklaşım tarzının kendine özgü yönleri, komüniteryanizmin devletçi, muhafazakâr ve evrenselci şubeleri ile ve yeri geldikçe de hak-merkezli, mükemmeliyetçi ve siyasal liberalizmle karşılaştırmalar yapmak suretiyle ortaya konulmaktadır. Böylelikle liberal ve komüniteryan teorilerin hem kendi içlerindeki hem de birbirleri arasındaki çatışma ve uzlaşma noktalarından bazılarına işaret edilmektir. Ayrıca Almanya, Amerika ve Fransa’da cereyan eden bazı siyasi ve hukuki tartışmalardan örnekler getirmek suretiyle Batı bağlamında liberal-komüniteryan düşüncenin nerede durduğu da somutlaştırılmaya çalışılmaktır. Makalenin sonuç kısmında, günümüzde Türkiye’de liberalizm hakkında yürütülen tartışmaların kısa bir değerlendirmesi yapıldıktan sonra, liberal-komüniteryan yaklaşım tarzının bu tartışmaları nasıl zenginleştirebileceğine işaret edilmektedir

Self, Society and State in Liberal Communitarianism

Yıl 2013, Sayı: 34, 97 - 160, 01.06.2013

Öz

Liberal communitarianism develops its position by reflecting
upon the points of conflict and consensus, not only between
liberalism and communitarianism, but also between
different variations of the communitarian theory. Aiming to
reconcile liberalism and communitarianism, liberal communitarianism
tries to articulate a morality-centered approach
to overcome the tensions between these two theories. It thus
deals with the questions of how to examine and treat the obstacles
for the moral development of the individual, society
and different institutions; and how to prepare the ground for
constructing a social and political order based on mutual interaction
and cooperation.
This article aims to examine the liberal-communitarian conception
of self, society and state in general.
From a liberal-communitarian perspective, individual choices
gain moral worth and are respectable only if they contribute to the moral flourishing of the individual and society. Yet
such a contribution is bound to the fulfillment of a precondition:
The individual choice has to be the result of a reflection
on how the key values of human life (freedom, reason,
authenticity and responsibility) can be balanced with each
other.
According to Philip Selznick, one of the founders of the liberal-communitarian
thinking, developing a sound social theory
and achieving social integration depends on the level of
theoretical and practical success in the following tasks: (1)
Creating a reasonable balance among the key values of social
life (historicity, identity, mutuality, plurality, autonomy,
participation and integration), which hold the communities
and the society intact. (2) Balancing the conflicting viewpoints
that give social life and thought its true nature, and
which are driven by either one of the contrasting poles of
segmental vs. core participation, particularism vs. universalism,
civility vs. piety, and critical vs. conventional morality.
In liberal communitarianism, in order to develop a policy
in harmony with social structures, the state should pay
close attention to the proportions of the various communities
established around different elements of identity (such
as language, religion, ethnicity etc.) within the society, but
at the same time it should not neglect to accept each one
of them as valuable in itself. The state thus should support
these communities for sustaining their lives in accordance
with their beliefs and values without violating the principle
of equality.
The principle of benevolent neutrality is more appropriate
than the idea of a strict wall of seperation for providing a
framework for a sound relationship between religion and
state. However, the cooperation of religion and state has in
any case to take place within the boundaries drawn by the
principles of state neutrality and secularity.
In this article, the unique aspects of the liberal-communitarian
position on these topics will be introduced by comparing
them with the statist, conservative, and universalist
variations of the communitarian theory and -where helpful with
the rights-centered, perfectionist and political variations
of liberalism, thereby demonstrating certain points of
conflict and consensus both within and between liberalism
and communitarianism. Furthermore, the article tries to
clarify the position of liberal communitarianism within the Western context by bringing out examples from political and
legal discourses in Germany, the United States and France.
In the concluding section, after a brief evaluation of the contemporary
discussions on liberalism in Turkey, the paper
will attempt to explore the question of how such discussions
could be enriched with the aid of a liberal-communitarian
perspective.

Toplam 0 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Diğer ID JA35VS84RC
Bölüm Makale
Yazarlar

Muhammed İkbal İmamoğlu Bu kişi benim

Yayımlanma Tarihi 1 Haziran 2013
Yayımlandığı Sayı Yıl 2013 Sayı: 34

Kaynak Göster

Chicago İmamoğlu, Muhammed İkbal. “Liberal Komüniteryanizmde İnsan, Toplum Ve Devlet”. Divan: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi, sy. 34 (Haziran 2013): 97-160.