Amaç: Bu çalışma kamuda çalışan bireylerin fizyoterapistlik mesleği ile ilgili bilgi düzeylerini ortaya koymak amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız, kamu kurumlarında çalışan, fizyoterapist olmayan ve çalışmaya katılmak için gönüllü olan kişiler ile gerçekleştirildi. Araştırmacı tarafından literatür taranarak oluşturulan 18 soruluk anket formu hazırlandı. Tanımlayıcı türde tasarlanan çalışmada ölçümle belirlenen değişkenler için ortalama ±standart sapma, sayımla belirlenen değişkenler için yüzde(%) ve frekans değerler hesaplandı. Bulgular: Çalışmamıza yaş ortalaması 35,53±7,44 yıl olan 109 (%34,7) kadın, 205(%65,3) erkek olmak üzere toplam 314 kamu personeli katıldı. Kamu çalışanları ülkemizde fizyoterapistlik mesleğinin bağımsız bir meslek grubu olmadığını, mesleğin yeterince tanınmadığını, yeterli itibarı ve saygınlığı görmediğini ve fizyoterapistlerin özlük haklarını savunan bir sivil toplum kuruluşunun bulunmadığını ifade etmişlerdir. Katılımcıların büyük çoğunluğu fizyoterapistlik mesleğinin 4 yıllık bir eğitimi olduğunu ve 10-20 yıldır ülkemizde icra edildiğini bildirmişlerdir. Ayrıca katılımcılar, fizyoterapistlerin çoğunlukla; ortopedi ve travmatoloji alanında çalıştıklarını, sırt ve boyun ağrısında tedaviye katkı sağladıklarını, elektroterapi uygulamaları yaptığını, devlet hastanelerinde istihdam edildiğini belirtmişlerdir. Sonuç: Fizyoterapi bilimi ile ilgili örgütlenmelerin yapacağı tanıtım ve bilgilendirmelerle mesleki farkındalığın artırılması gerekmektedir. Mesleğin ulusal düzeyde tanınması, ayrıca mevzuat eksikliklerinin tamamlanıp daha bağımsız mesleki yetki görev ve sorumlulukların belirlenmesi için çalışmaların yapılması, ileride fizyoterapistlik mesleğinin toplumdaki saygınlığını, kabul edilebilirliğini ve tanınabilirliğini artırabileceği kanısındayız.
Yok
Yok
Objective: This study was planned to reveal the knowledge levels of individuals working in the public sector about the physiotherapist profession. Material and Methods: Our study was conducted with people who worked in public in stitutions, who were not physiotherapists and who volunteered to participate in the study. Survey form of 18 questions created by the researcher was prepared. In the descriptive study, mean ± standard deviation for variables determined by measurement, (%) and frequency values for variables determined by count were calculated. Results: A total of 314 public personnel participated in the study including 109(34.7%) female and 205(65.3%) male with an average age of 35.53±7.44 years. Public employees stated that the profession of physiotherapist in our country is not an independent professional group, that the profession is not recognized enough, that it does not see sufficient reputation and respect and that there is no non-governmental organization defending the personal rights of physiotherapists. The majority of the participants reported that the profession of physiotherapist has a 4-year education and has been performed in our country for 10-20 years. In addition, the participants stated that physiotherapists mostly work in orthopedics and traumatology, contribute to treatment of back and neck pain, perform electrotherapy applications, and are employed in government hospitals. Conclusion: Professional awareness needs to be increased through the promotion and information of organizations related to physiotherapy science. We believe that the recognition of the profession at the national level, as well as the completion of legislation deficiencies and the work to determine more independent professional authority duties and responsibilities, may in the future increase the respectability, acceptability and recognition of the profession of physiotherapist in society.
Yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Yok |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 8 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 1 |