218 Breitkopf’un çalışması beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm olan giriş bölümünde çalışmanın konusu, amacı ve bütüncesine yönelik bilgiler dışında Alman ve Rus bilim biçemleri, bilimsel söylemde öznellik kavramı hakkında bilgiler veriliyor ve bir metin türü olarak bilimsel makalenin tanımı yapılıyor. İkinci bölümdeyse Rusya’da sosyoloji olgusunun tarihsel gelişimi hakkında bir üstbakış söz konusu. Bizce bu bölüm çalışmanın geri kalanından bağımsız olarak ele alındığında bile başlı başına bir değer taşıyor, çünkü bu bölüm sayesinde örneğin Rus coğrafyasında Sovyetler Birliği döneminde sosyolojinin bağımsız bir disiplin olarak görülmeyip “Marksist felsefeyle tümleşik” ve “politik iktidarı destekleyip yeniden üretmeye hizmet etmesi gereken” bir araştırma alanı olarak var olabildiğini öğreniyoruz. Yazarın belirttiği kadarıyla sosyoloji, ancak Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Batı’daki şekliyle bağımsız bir disiplin haline gelebilmiş. Bu durum bize, yazarın bütünce olarak seçtiği Rusça bilimsel metinleri niçin Sovyetler Birliği döneminde (10 metin) ve sonrasında (30 metin) yazılanlar şeklinde kendi içinde iki alt gruba ayırdığının da yanıtını veriyor. Çalışmanın üçüncü ve dördüncü bölümlerinde Breitkopf sırasıyla iki kavram üzerinde yoğunlaşmış: Özgönderim (Selbstreferenz) ve kaçınma stratejileri (Hedging). Çalışmanın bütüncesi üzerinde yapılan uygulama, bu iki kavram ışığında gerçekleştirilmiş. Bilimsel metinlerdeki özgönderim olgusuna kendi deyişiyle işlevsel bir yaklaşım benimseyen yazar, şimdiye kadar alanda yapılmış çalışmalardan damıttığı bilgiler ışığında dört adet özgönderimsel işlev belirlemiş: Genelleştirme (Generalisierung), etkileşim (Interaktion), anlatma (Narration) ve önermeyi görelileştirme (Relativierung der Aussage). Seçilen bütüncede özgönderimin varlığını bu işlevler ışığında sorgulamış. Konuşucunun bulunduğu önermenin içeriğine yönelik tavrını betimlemek için kullanılan kiplik (Modalität) kavramıyla beraber ele aldığı kaçınma stratejisi olgusunu ise öncelikle ikiye ayırmış: Önermenin içerdiği bilgiye yönelik (epistemisch) ve önermenin alımlayıcılarına yönelik (interpersonal) stratejiler. Ardından bu ikili sınıflandırmadan yola çıkarak incelemede ölçüt olarak kullandığı alt kategorileri oluşturmuş. Çalışmanın son bölümü olan beşinci bölümdeyse araştırma sonuçlarının, diğer bir deyişle tüm çalışmanın özeti sunulmuş. Çalışmanın sonunda yazar, hem özgönderimin hem de kaçınma stratejilerinin, incelediği Almanca ve Rusça bütüncelerin her ikisinde de var olduğu, fakat farklı biçimde ve yoğunlukta dilselleştirildiği sonucuna varıyor. Breitkopf’un çalışmasının sonunda yaptığı daha genel nitelikteki çıkarım ise, bilimsel metinlerde -her ne kadar farklı dilsel biçimler olsalar da- özgönderim ve kaçınma stratejilerinin her ikisinin de aynı işlevi yerine getirdiğidir: Bu iki
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Konferans Tanıtımı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ocak 2012 |
Gönderilme Tarihi | 6 Ocak 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Sayı: 20 |