Ekonomilerin kendi iç yapılarınca artığa elkoyma süreci ile ilkel birikim kavramı, ana akım iktisat yaklaşımının dışındaki yaklaşımların üzerinde ençok durdukları konudur. Türk kabile toplumlarında eşitlikçi, dayanışmacı bir yaşam tarzı vardır. Bu örgütlenmeye dayalı toplum biçimi önemli ölçüde fetih-yağma ekonomisine bağlıdır. Asya toplumlarında yöneticilerin iç talan (yağma ve vergi) yani maliye, dış talan yani savaş ve ganimet elde etme ve kamu işleri gibi üç temel işlevi vardır. Bu toplumlarda kutsallık (kut), savaşçılık (küç) ve iktisadî üretkenlik (ülüg) süreçleri vardır. Hun, Avar, Göktürk, Uygur, Moğol vb. topluluklarda stepokrasiler hep bu dönüşüm ve çevrimlere uygun olarak doğmuş, gelişmiş ve sona ermişlerdir. Dolayısıyla, Göktürkler’den sonra yeni bir oluşum, gelişim ve genişleme evresi sürecinde Uygurlar’ın Ötüken’e yerleşmeleri ile karşılaşılmıştır.
The concept of the primitive one with the process of disposing of the economy by their own internal structures is the issue that they are most concerned with about approaches other than the mainstream economic approach. Turkish tribal societies have a lifestyle of equality, solidarity. This form of organized society depends on the economics of conquest and loot. In Asian society, rulers have three basic functions: internal plundering (spoilage and tax), external plundering, the acquisition of war and loot, and public works. In these societies there are processes of sacredness (kut), warrior (küç) and economic productive (ülüg). Hun, Avar, Göktürk, Uygur, Mongol and so on. In all of these, stepocracies have always been born, developed, and end up in accordance with these transformations and cycles. Therefore, a new formation after the Göktürks was encountered with the Uighurs settlement in Ötüken in the process of development and expansion.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 62 |