Objective: This study sought to discern the differential impacts of communicating individualized breast cancer risk versus disseminating generic breast cancer information on women's proclivity towards breast cancer screenings.
Method: A structured experimental design was used, including 300 female volunteers aged between 40-69, who had not previously been diagnosed with breast cancer, in Erzincan. Data collection entailed a face-to-face administration of a 22-item questionnaire complemented by the ASSISTS scale. Participants were randomized into two conditions: one receiving a standardized briefing on breast cancer screening modalities, and the other being apprised of their lifetime risk of breast cancer development based on the modified Gail model.
Results: Post-intervention, 55.8% (n=72) of the risk-informed cohort and 40.5% (n=41) of the generic information cohort expressed a willingness to undergo screening (p=0.022). Notably, the group informed of their personalized risk exhibited a more pronounced uptick in requests for breast self-examination, clinical breast examination, and mammography screening compared to their counterparts.
Conclusion: The communication of personalized breast cancer risk proves to be a more efficacious and time-efficient strategy than generic information dissemination in bolstering screening participation rates.
Breast Neoplasms Breast Cancer Mammography Secondary Prevention Early Diagnosis of Cancer
The study secured ethical approval from the Erzincan Binali Yıldırım University Faculty of Medicine Clinical Research Ethics Committee on October 27, 2022, under the reference number 04/10
Amaç: Bu çalışma, bireyselleştirilmiş meme kanseri riski bildirimi ile genel meme kanseri hakkında bilgilendirme yapmanın kadınların kanser taramasına katılım eğilimleri üzerindeki etkilerini anlamayı amaçlamaktadır.
Metod: Bu çalışma, Erzincan ilinde, daha önce meme kanseri teşhisi konmamış 40-69 yaş arasındaki 300 kadın gönüllü üzerinde yapılandırılmış bir deneysel tasarım kullanılmıştır. Veri toplama, 22 maddelik bir anketin yüz yüze uygulanması ve ASSISTS ölçeğinin kullanılması ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar iki gruba ayrılmıştır: bir grup standart meme kanseri tarama yöntemleri hakkında bilgilendirilmiş, diğer grup ise modifiye Gail modeline dayalı olarak ömür boyu meme kanseri geliştirme riskleri hakkında bilgilendirilmiştir.
Bulgular: Müdahaleden sonra, risk bilgilendirilmiş grubun %55.8'i (n=72) ve genel bilgi grubunun %40.5'i (n=41) tarama yaptırmaya istekli olduklarını ifade etmiştir (p=0.022). Özellikle, kişiselleştirilmiş riskleri hakkında bilgilendirilen grup, genel bilgilendirme yapılan gruba kıyasla daha fazla meme kendi kendine muayene, klinik meme muayenesi ve mamografi taraması talebinde bulunmuştur.
Sonuç: Kişiselleştirilmiş meme kanseri riski bildiriminin, genel bilgi verilmesine göre tarama katılım oranlarını artırmada daha etkili ve zaman açısından daha verimli bir strateji olduğu görülmektedir.
Meme Neoplazmları Meme Kanseri Mamografi Sekonder koruma Kanserin Erken Teşhisi
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 24 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 16 Sayı: 2 |