Amaç: Metabolik sendrom (MetS), gitgide yaygınlaşan önemli bir halk sağlığı sorunudur. MetS; diabetes mellitus, arteriyel hipertansiyon ve aterosklerotik kalp hastalığı gibi hastalıklara ve kadın cinsel işlev bozukluğuna (FSD) yol açar. Ancak obez bireylerde MetS’un kadın cinsel işleviyle ilişkisi belirsizdir. Çalışmamızda obez kadınlar ve MetS'li obez kadınlar karşılaştırıldı. Her iki grup arasında cinsel işlev bozukluğu açısından fark olup olmadığını saptamayı amaçladık.
Yöntem: Çalışmaya Ocak-Nisan 2022 tarihleri arasında merkezimizin obezite polikliniğine başvuran 21-51 yaş aralığındaki 114 hasta dahil edildi. Çalışma kriterlerini karşılayan hastalar sosyodemografik veri anketi, Kadın Cinsel İşlev İndeksi (FSFI) ve Beck Depresyon Envanteri'ni (BDI) yanıtladılar. Ziyaret sırasında antropometrik ölçümler ile kan basıncı ölçümleri yapıldı ve laboratuvar sonuçları kaydedildi.
Bulgular: Hastaların 73’ü (%64) sadece obez iken 41’i (%36) obezite ile birlikte MetS tanısı almıştı. İki grup arasında demografik veriler, klinik özellikler, BDI puanları ve FSFI toplam puanı açısından anlamlı fark saptanmadı. FSFI alt parametrelerinden biri olan lubrikasyon MetS'li grupta düşük bulunurken (p=0,028), diğer alt parametrelerde fark görülmedi.
Sonuç: Bu çalışmada, uyarılma sorununun bir işareti olan lubrikasyonun MetS'dan etkilendiğini gösterdik. MetS, obezite, arteriyel hipertansiyon, diabetes mellitus gibi FSD için risk faktörleri olan hastalar göz ardı edilmemelidir. Böylece FSD'nin genel sağlık üzerine olası etkilerinin önüne geçmek mümkün olacaktır.
Biyoelektrik empedans Kadın cinsel işlev bozukluğu Metabolik sendrom Obezite
Objective:Metabolic syndrome (MetS) is significant public health concern with a rising prevalence. MetS leads to diseases such as diabetes mellitus, arterial hypertension (HTN) and atherosclerotic heart disease, as well as female sexual dysfunction (FSD). However, the relationship of MetS to female sexual function in obese woman is unclear. In our study, obese women and obese women with MetS were compared. We aimed to determine whether there was a difference between the two groups in terms of FSD.
Method:The study included 114 patients, aged 21-51, who visited the obesity outpatient clinic of our center from January to April 2022. Patients who met the study criteria answered the sociodemographic data questionnaire, Female Sexual Function Index (FSFI), and the Beck Depression Inventory (BDI). Anthropometric measurements and blood pressure assessments were conducted during the visit, and blood tests were recorded.
Results:Seventy-three (64%) patients were only obese, and 41 (36%) had a diagnosis of MetS with obesity. There was no significant difference between the two groups in terms of demographic data, clinical features, BDI scores, and FSFI total score. Lubrication, one of the FSFI subparameters, was found to be low in the group with MetS (p=0.028), while there was no difference in other subparameters.
Conclusions:In this study, we showed that lubrication as a sign of arousal problem is affected by MetS. Patients with risk factors for FSD such as MetS, obesity, HTN, diabetes mellitus should not be ignored. Thus, it will be possible to prevent the effects of FSD on general health.
Bioelectrical impedance Female sexual dysfunction Metabolic syndrome Obesity
The Ethics Committee of Istanbul Medeniyet University reviewed and approved the study (Approval No. 2021/0622).
None.
None.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 16 Sayı: 3 |