Kot kumlama işçilerinin hikâyesi, aslında Türkiye’nin aynadaki sureti. Bu hikâyede, Türkiye’nin uluslararası kapitalist iş bölümündeki rolünü, hızla tırmanan yoksulluğu, yoksulluğun daha da tetiklediği iç göçü, “söz konusu sermaye birikimiyse gerisi teferruattır” ilkesini ve daha nicelerini görmek mümkün… Türkiye’de kot kumlama sektörünün gelişimini kot kumlama işçisi Abdülhalim Demir’den dinleyelim: “…Kumlama, Türkiye’ye yeni geldiği için fazla gelişmemişti… 1999 yılında rodeo kumlama çok aşırı parladı. Neredeyse piyasaya sürülen bütün kotlara beyazlatma yapılıyordu. Bir anda aldığımız maaşlar piyasanın iki-üç katına çıktı. Herkes köydeki veya çevredeki eşine dostuna bu işi tavsiye etti. Burada başka işlerde çalışan arkadaşlar dahi işlerini bırakıp kumlama işine girdiler. İstanbul’da iki elin parmaklarıyla sayılacak kadar kumlama atölyesi varken bu sayı yüzlere çıktı. Hiç kumlama nedir bilmeyen sermayedarlar bir kumlama ustasına 3 kuruş fazla verip himayesinde rodeo kurdular. Rodeo açmak için bir kompresör, bir hava tankı, birkaç püskürtme tabancasından başka bir şey gerekmiyordu. Unutmadan, kelepir bir bodrum bir de çalışacak işçi gerekliydi”
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 9 Sayı: 32 |