Objective
We aimed to evaluate the development of pleural
effusion in patients with chronic renal failure.
Material and Methods
Patients with chronic renal failure who were admitted
to the internal diseases outpatient clinic and who
had transudative pleural effusion were included in
the study. The patients were evaluated according to
age, gender, stage, diagnosis of peripheral edema,
presence of dialysis, presence of additional pathology,
use of diuretics and treatment response.
Results
The mean age of the 114 patients (57 male, 57
female) was 65 years in our study. The patients were
followed up with a diagnosis of chronic renal failure for
an average of 7.4 years. While 60.5% of the patients
had no additional pathology, the most common
additional pathology was cardiac diseases. There
was a statistically significant difference between the
presence of comorbidity, the presence of dialysis, the
use of diuretics, the presence of pericardial effusion,
the presence of peripheral edema and the presence
of pleural effusion with response to treatment. All of
the patients showed significant improvement in the
pleural fluid with dialysis and medical treatment.
Conclusion
In patients with pleural effusions, surgical treatment
methods should be avoided as much as possible,
especially in fluids having transudative properties, as
full recovery is achieved with effective treatment.
Amaç
Kronik böbrek yetmezliği ile takipli hastalarda gelişen
plevral efüzyonun değerlendirilmesini amaçladık.
Gereç ve Yöntem
İç hastalıkları polikliniğine başvuran kronik böbrek
yetmezliği nedeniyle takipli ve transüdatif vasıflı plevral
efüzyonu olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastalar
yaş, cinsiyet, KBY evresi, kaç yıldır tanılı olduğu,
periferik ödem varlığı, diyalize girip girmediği, ek patoloji
varlığı, diüretik kullanımı, tedavi yanıtı açısından
değerlendirildi.
Bulgular
Çalışmamıza katılan 57’si erkek, 57’si kadın toplam
114 hastanın yaş ortalaması 65 idi. Hastalar ortalama
7,4 yıldır kronik böbrek yetmezliği tanısı ile takip
edilmekteydi. Hastaların %60,5’inde ek patoloji saptanmazken
en sık rastlanan ek patoloji kardiyak hastalıklardı.
Komorbidite varlığı, diyalize girme dururmu,
diüretik kullanma durumu, perikardiyal efüzyon varlığı,
periferik ödem varlığı ve tedaviye yanıt ile plevral
efüzyon varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı
fark olduğu saptandı. Hastaların tamamında diyaliz
ve medikal tedavi ile plevral sıvıda belirgin iyileşme
izlendi.
Sonuç
Plevral efüzyon gelişen hastalarda çoğu zaman etkin
tedavi ile tam iyileşme sağlandığından özellikle transüda
vasfındaki sıvılarda mümkün olduğunca cerrahi
tedavi yöntemlerinden kaçınılmalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Eylül 2021 |
Gönderilme Tarihi | 27 Mayıs 2019 |
Kabul Tarihi | 27 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 28 Sayı: 3 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi/Medical Journal of Süleyman Demirel University is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 International.