Amaç: Mandibula kırıkları, yüz yaralanmalarının büyük bir bölümünü oluşturur. Yayımlanan kapsamlı serilere göre, mandibular kırıkların% 17.5-52'si kondil kırıklarıdır. Plak ve vida sistemlerinin geliştirilmesi ile açık redüksiyon ve internal rijit fiksasyon geniş kabul gören bir yöntem haline gelmiştir. Bu amaçla, titanyum miniplak ve vida sistemleri veya rezorbe olabilen plak ve vida sistemleri kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, ortotropik olarak elde edilen mandibula modelinde, titanyum plak ve vida sistemleri ile rezorbe olabilen plak ve vida sistemlerinin, kondil kırıklarında kullanımını, sonlu eleman analizi (FEA) yöntemi ile karşılaştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Sonlu elemanlar analizi ile kemik, plak ve kallusda oluşan stres değerleri ve Von Mises kuvvetleri ile plak ve fragmanlardaki yer değiştirme miktarı incelenmiştir.
Bulgular: Mandibular kondil kırıklarında, rezorbe olabilen plakaların oluşan kuvvetlere karşı yeterli stabilite oluşturmadığı gözlenmiştir.
Sonuç: Mandibula kondil kırıklarının açık tedavisinde titanyum plak ve vida sistemlerinin, rezorbe olabilen plak ve vida sistemlerinden mekanik olarak üstün olduğu gözlenmiştir. Bununla birlikte, bu görüşü tam olarak desteklemek için, farklı tasarımlarla üretilmiş yeni rezorbe olabilen plakların kullanıldığı çalışmalar gerekmektedir.
ABSTRACT
Background: Mandibular fractures comprise a large portion of facial injuries. According to comprehensive series published, 17.5 - 52% of mandibular fractures are condyle fractures. With the development of plate and screw systems, open reduction and internal rigid fixation have also become methods that are accepted. Titanium miniplate and screw systems or resorbable plate and screw systems are used for this purpose. The purpose of this study is to compare the superiorities of titanium plate and screw systems to the superiorities of resorbable plate and screw systems on an orthotropic mandibular model using the finite element analysis (FEA) method.
Method: With finite element analysis, stress values in bone, plate, and callus and the amount of displacement in plates and fragments with Von Mises forces were examined.
Result: It was observed that solitary resorbable plates do not generate adequate stability.
Conclusion: It was observed that titanium plate and screw systems were mechanically superior to resorbable plate and screw systems in the open treatment of mandibular condyle fractures. However, to fully support this opinion, studies with different designs using new resorbable plates are required.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Diş Hekimliği |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 3 |
Selcuk Dental Journal Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.