Dil bilimi çalışmalarına göre, içinde yaşadığımız dil dünyamızı
oluşturur. Buna göre, düşünce yapımız ve algımızın sınırları
doğduğumuz andan itibaren içinde yaşadığımız dil ile belirlenir.
Feminist dil bilimi ise dilin cinsiyetçi bir yapısı olduğunu savunur.
Bu cinsiyetçi dil içerisinde toplumsallaşan bireyler kadın erkek
eşitsizliğini içselleştirerek yetişirler. Fransız postyapısalcı
feministlerden Julia Kristeva, Héléné Cixous ve Luce Irigaray,
psikanaliz ve dil bilimi üzerinden yaptıkları çalışmalar ile, dilin
sınırlarının nasıl aşılabileceği ve cinsiyetsiz bir dilin imkânları
üzerinde dururlar. Bu anlamda, dildeki cinsiyetçiliği aşabilmek
adına çeşitli yöntemler geliştirirler. Bu çalışmada dilin cinsiyetçi
yapısı ve düşünce oluşumundaki rolü üzerinde kısa bir giriş
yaptıktan sonra Fransız postyapısalcı feminizm ile dilin cinsiyetçi
sınırlarını nasıl aşabileceğimiz üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Cinsiyet Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 12 Sayı: 2 |