Amaç: Gerçekliği kendi çıkar ve görüşleri doğrultusunda yeniden kurgulayan ve kitlelere ileten medya son dönemde çocukların en çok tercih ettiği animasyon sinema filmleri içeriğinde kültürel değerlere dair “kötülük” kavramını vurgulamakta ve bu kavrama dair davranış ve becerileri pekiştirecek unsurlara yer vererek sağlıklı nesillerin yetişmesi adına ciddi tehdit oluşturmaktadır. Bu kapsamda çalışmada “kötülük” kavramını vurgulayan “Minyonlar” sinema filmleri Gerbner’ın Kültürel Göstergeler ve Ekme Kuramı kapsamında incelenerek farkındalık oluşturmak ve literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Kavramsal Çerçeve: Gerbner, medyanın bir kültürde var olan değer ve tutumları başka bir deyiş ile egemen değer ve tutumları hikâyeler anlatarak ve bu hikâyeler içinde yarattıkları kahraman figürlerle seyircinin bilincine ektiğini öne sürmektedir. Bu durumunsa çocuklar üzerinde ciddi etki oluşturduğunu onların televizyon ve sinemada yer alan çizgi kahramanlar ve gerçek kişiler üzerinden rol model alarak onlar gibi davranmaya başladığını belirtmektedir. Gelecek nesillerin bu değişen değer yargıları ölçüsünde davranmaya başlamalarıysa toplum sağlığı açısından oldukça önem taşımaktadır.
Yöntem: Çalışmanın yöntemi 2015 yılında ilk filmi gösterime giren ardından 2022’de ikincisi yayınlanan “Minyonlar ve Minyonlar 2: Gru'nun Yükselişi” sinema animasyon filmlerinin Gerbner’ın, kültürel göstergeler ekme kuramı bağlamında analiz edilmesini içermektedir. Medya mesajlarının medya tarafından nasıl aktarıldığına odaklanılan çalışmada Gebner’ın benimsemiş olduğu ve televizyonun sunduğu dünyanın portresini ortaya çıkarmak için kullandığı içerik analizi tekniği kullanılmış bulunmaktadır.
Bulgular: Filmlerde “yaşasın kötülük”, “kötü olmak insana kendini gerçekten iyi hissettiriyor” gibi duygusal anlamda değer ekimleri yapılırken “kötülük marifetin var mı? “ben büyüyünce süper kötü olacağım” gibi ifadelerle davranışa yönelik tutum ekimleri yapılmakta ayrıca film kahramanları hırsızlık, hilekârlık gibi her türlü suç unsurunu işleyen, vefasızlık, yalancılık, öfke, alay gibi davranışlara hayranlık uyandıran karakterler olarak gösterilmektedir.
Sonuç: Bu durum ise ekme kuramı ile ele alındığında “kötü” olmayı olumlu gösteren tutum ekimlerinin olduğunu ortaya koyarak sosyal, duygusal, bilişsel ve dil becerilerinin kazanıldığı ve hızlı bir gelişimin yaşandığı çocukluk döneminde bu değerlerin ekilmesinin kritik önem taşıdığını göstermektedir.
Purpose: Media, which reconstructs reality according to its own interests and perspectives and conveys it to the masses, poses a serious threat to the upbringing of healthy generations by emphasizing the concept of "evil" in the content of animated cinema films, which are most preferred by children in recent years, and by incorporating elements that reinforce behaviors and skills related to this concept. In this context, this study aims to create awareness by examining the "Minions" cinema films, which emphasize the concept of "evil," within the scope of Gerbner's Cultural Indicators and Cultivation Theory.
Conceptual Framework: Gerbner suggests that media implants existing values and attitudes, or dominant values and attitudes in a culture, into the consciousness of the audience through stories and the hero figures they create within these stories. He also notes that this phenomenon has a significant impact on children, as they begin to emulate cartoon heroes and real people they see on television and in movies. The future behavior of generations according to these changing values is crucial for public health.
Method: The method of the study involves the analysis of the "Minions" and "Minions 2: The Rise of Gru" animated cinema films, which premiered in 2015 and 2022 respectively, within the context of Gerbner's cultural indicators cultivation theory. Content analysis method, which focuses on how media messages are conveyed by the media, and which Gerbner adopts to reveal the portrait of the world presented by television, is used in the study.
Findings: While emotional value cultivation such as "hurray for evil" and "being evil makes one feel really good" is carried out in the films, attitudinal cultivation with expressions such as "is evil a talent?" and "when I grow up, I'll be super evil" is also present. Moreover, the film characters are portrayed as admirers of behaviors such as theft, cheating, disloyalty, lying, anger, and mockery, which encompass all kinds of criminal elements.
Conclusion: This situation, when analyzed within the cultivation theory, reveals the presence of attitude cultivations that portray "evil" in a positive light, highlighting the critical importance of instilling these values during childhood, a period of rapid development where social, emotional, cognitive, and language skills are acquired.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Radyo-Televizyon |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 10 Temmuz 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 12 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 1 |
ART/icle: Sanat ve Tasarım Dergisi
ISSN: 2718-1057
e-ISSN: 2791-7665