Giriş ve Amaç: Çocuk yaş grubunda duyulan üfürümlerin yaklaşık yarısının masum üfürüm olduğu gerçeğine rağmen, tüm dünyada çocuk kardiyoloji ünitelerine sevkin en sık nedenini kardiyak üfürümler oluşturmaktadır. Çalışmamızda çocuk hastalıkları araştırma görevlilerinin sadece klinik değerlendirme ile üfürümlü çocuğa doğru tanı koyma becerilerini ve tanılarına yönelik telekardiyografi, elektrokardiyogram ve ekokardiyografi (EKO) talep etme eğilimlerini saptamayı planladık.Gereç ve Yöntemler: Kardiyak üfürüm nedeniyle başvuran hastalar pediatri asistanları tarafından değerlendirildi. Öykü ve fizik muayenelerine göre ön tanıları ve tanıya yardımcı tetkik istekleri soruldu. Pediatrik kardiyologlar tarafından yapılan değerlendirme ve ekokardiyografi sonucundaki kesin tanıları ile karşılaştırma yapıldı. Bulgular: Araştırma görevlilerimizin patolojik üfürümü masum üfürümden ayırt edebilme becerileri beklenen düzeyin altında (%75.9) bulundu ve bu becerinin toplam eğitim süresinden ve çocuk kardiyolojisi rotasyonu süresinden etkilenmediği saptandı. Patolojik üfürümü tanımada doğru pozitiflik oranları kıdemsiz ve kıdemli hekimler için oldukça yüksek bulunurken (sırasıyla %93.6 ve %93.0), masum üfürümü tanımlamadaki yetersizlik genel başarının düşük saptanmasına neden oldu. En yüksek doğru tanı koyma oranı ventriküler septal defekt için (% 83.3) iken masum üfürümlerin % 58.6’sının doğru tanındığı, % 25.9’una yanlış olarak atrial septal defekt tanısı konduğu anlaşıldı. Gerek masum gerekse patolojik olarak tanılandırılan üfürümler için en sık istenen yardımcı yanı yöntemi EKO idi. EKO talep etme oranı masum ön tanılı üfürümler için bile %41.9 olarak bulundu.Sonuç: Masum ve patolojik üfürümlerin ayırıcı tanısında klinik değerlendirme oldukça etkili olmakla birlikte günümüzde tanı yöntemlerindeki gelişmeler sonucunda bir miktar önemini yitirmiştir. Bu nedenle çocuk sağlığı ve hastalıkları pratiğinde sık karşılaşılan bu konu ile ilgili asistanlarımızın tecrübe ve becerilerini artırmaları gerektiğini, ayrıca çocuk kardiyolojisi eğitim programlarının bu doğrultuda gözden geçirilmesini gerektiğini düşünmekteyiz.
Objective: Cardiac murmurs are the most common reason of referral to a pediatric cardiologist worldwide, despite the fact that almost a half the cardiac murmurs in childhood is innocent. In our study we aimed to establish the performance of our pediatric residents are evaluating a child with cardiac murmur, and the tendency of claiming telecardiography, electrocardiography and echocardiography in order to confirm their clinical diagnosis.Material and Methods: The patients presented with cardiac murmur were evaluated by pediatric residents. Preliminary diagnoses and claimed tests were asked according to their medical history and physical examinations. These parameters were compared with the final diagnoses after evaluation by pediatric cardiologists and echocardiography.results: The performance of our pediatric residents in terms of distinguishing pathological and innocent murmurs was suboptimal (75.9%) and did not show any improvement with the duration of education or pediatric cardiology rotation. Although the ‘true positive’ results for pathologic murmurs were high in both high and low seniority groups (93.6% and 93.0%, respectively), incapability of diagnosing innocent murmurs caused the total performance to be lower. The highest true positive ratios were for ventricular septal defects (83.3%), while innocent murmurs were correctly diognesed by 58.6% and misdiagnosed as atrial septal defects by 25.9%. For both pathological and innocent murmurs, echocardiography was the most frequently claimed test, with the ratio of %41.9 even for the innocent murmurs. conclusion: History taking and clinical evaluation are still of critical importance even in the light of current advance in new diagnostic tools in distinguishing the pathological and innocent murmurs. Thus, our pediatric residents should improve their skills in evaluating cardiac murmurs and the strategies of pediatric cardiology education must be scrutinized through that issue
Diğer ID | JA77HA36YS |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2013 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 7 Sayı: 4 |