Following the Prime Minister Recep Tayyip Erdogan’s declaration as "abortion is murder", the Government initiated a process for the amendment of law on abortion, which resulted in oppositions from the community based organizations, especially the women organizations. The society has almost been divided as opponents and proponents of abortion, as experienced in the Western World and the counterparts needed to justify their views on abortion and performed ethical assessments through their speeches and declarations. Although it is possible to put forward the inadequacy of intellectual accumulation on abortion in Turkey, an ethical analysis of arguments from both sides may provide a better understanding of the process and different ethical approaches on abortion.Starting from this point, diverse metaethical and normative approaches on abortion are summarized in this article following the ethical phrases used at different speeches and declarations. It is possible to conclude that the defenders of the limitation or prohibition of abortion are not aware of different facts which effects the choices of people and they insist on relying on values which only support their arguments. The women groups and professional organizations are more equipped and knowledgeable about ethics. When speeches and declarations are put together, it is possible to see that all ethical decision methods are utilized with different organizations but only the women groups and professional organizations have a better understanding of balancing the use of different approaches.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “kürtaj cinayettir” ifadesini kullandığı demecinin ardından Hükümetin Türkiye’deki düşükle ilgili mevzuatı değiştirme girişimi, kadın örgütleri başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının tepkisine yol açmış durumda. Örneğine Batı ülkelerinde rastladığımız biçimde, toplumun “kürtaj karşıtlığı” ve “kürtaj taraftarlığı” biçimde bölünmesine neden olan bu süreçte, çok farklı kişi ve kuruluş, demeç ve bildirilerle düşük konusundaki görüşlerini gerekçelendirmeleri gerektiğini hissetmekte ve düşüğün iyi ya da kötü olduğu yönünde etik değerlendirmeler yapmaktadır. Türkiye’de isteyerek düşük konusundaki entelektüel birikimin etik yönden yetersizliğini ileri sürmek mümkün olsa da ileri sürülen görüşlerin etik yönden irdelenmesi, yaşanan sürecin iyi anlaşılmasını sağlayarak, düşük konusundaki etik yaklaşımların gözden geçirilmesine ve anlaşılmasına katkı yapabilir. Bu görüşten hareketle metinde tarafların demeç ve bildirilerindeki etik ifadeler örnek alınarak düşük konusundaki metaetik ve normatif yaklaşımlar özetlenmiştir. Değerlendirme sonucunda düşük konusunda kısıtlayıcı ve yasaklayıcı görüş ileri süren tarafların çoğunun, sadece kendi savlarını doğrulayacak kadar düşük olgusunu incelemiş olduklarını, konuya dar bir çerçeveden baktıklarını; kadın ve meslek örgütlerinin çok daha donanımlı ve etik konusunda bilgili olduğu ileri sürmek mümkündür. Demeç ve bildiriler bir araya getirildiğinde düşük konusu ile ilgili tüm yaklaşımlardan örnekler görülebilmektedir ancak, yaklaşımları dengeli olarak ve birbirlerini destekleyecek biçimde kullananlar yine kadın örgütleri ve meslek kuruluşları olmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | November 1, 2012 |
Submission Date | January 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 10 Issue: Özel Sayı |
TURKISH JOURNAL OF PUBLIC HEALTH - TURK J PUBLIC HEALTH. online-ISSN: 1304-1096
Copyright holder Turkish Journal of Public Health. This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.