Tarihte bazı önemli olaylar aradan uzun yıllar geçse de güncelliklerini yitirmezler.
Bilakis, uzun yıllar sonra yeniden tartışılmaya başlandıklarında bu olayların yeni
yönleri keşfedilebilir. Sağ eğilimli tarihçiler tarafından bir darbe olarak
nitelendirilen; gerçekte ise Rusya’daki milyonlarca işçi, köylü ve askerin
demokratik iradesinin bir ifadesi şeklinde genel kabul gören 1917 Bolşevik
Devrimi de bu olaylardan bir tanesidir. Antonio Gramsci’nin 1917 yılındaki
Bolşevik Devrimi’nin ardından kaleme aldığı “Kapital’e Karşı Devrim” makalesi
devrimin yüzüncü yılında tekrar hatırlanmaya değer bir makale olma özelliği
taşımaktadır. Gramsci’nin makalesini bu kadar önemli kılan nedenlerin başında
ise yazarın Leninist politikaların meşruluğuna duyduğu inanç, Marksizmin
pozitivist yorumuna ve yapısal uğrağın kendi içinde görünmeyen ilişkiler ağı
oluşturduğuna dair geliştirilen varsayımlara getirdiği eleştiriler, tarihsel
materyalizmin yasalarının katılığına karşı öne sürdüğü tezler ve insanların kendi
tarihsel gelişim süreçlerinde bilinçli varlıklar olarak oynadıkları role ilişkin yaptığı
vurgular gelmektedir. Gramsci’nin “Kapital’e Karşı Devrim” isimli makalesi "ilk
proletarya devriminin, kapitalizmin ve demokrasinin en gelişmiş olduğu ve
proletaryanın nüfusun çoğunluğunu teşkil ettiği bir ülkede patlak vereceği;
kapitalist gelişimini tamamlayamamış sınırlar içerisinde ise sosyalizmin
gelişebilmesi amacıyla kapitalizmin önündeki engellerin kaldırılması gerektiği”
şeklindeki anlayışa karşı Bolşeviklerin zaferini işaret eden ve zaferi meşrulaştıran
bir makaledir. Bolşevik Devrimi’nin ve makalenin yazılışının yüzüncü yılında bu
makaleyi tekrar hatırlamak, Gramsci’nin bakış açısını yakalamak adına önem arz
etmektedir.
Antonio Gramsci Bolşevik Devrimi tarihsel materyalizm proletarya devrimi ekonomik belirlenimcilik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |