Doğu Akdeniz bölgesi; Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Avrupa olmak üzere dünyanın dört önemli ticaret ve doğal kaynak merkezinin kesiştiği kavşakta konumlanmaktadır. Söz konusu jeopolitiğin ve doğal kaynakların düğüm noktası ise Türkiye’dir. Doğu Akdeniz’in en uzun sahil şeridine sahip olan Türkiye, bölgenin enerji güvenliği noktasında köprübaşı olurken aynı zamanda Asya kaynaklarının Avrupa’ya aktarılmasında da bir transit merkezdir. Bunların yanı sıra Türkiye’nin kıta sahanlığının korunması ve KKTC’nin varlığı Ankara’nın Doğu Akdeniz’de devamlı olarak diplomatik manevralar yapmasını zorunlu tutmaktadır. Doğu Akdeniz jeopolitiğine son yıllarda Çin’de eklenmiştir. İstediği nüfuz genişliği, doğal kaynaklara olan bağımlılığı ve Avrupa’ya bağlanan ticaret yollarının kısaltılması için Doğu Akdeniz, Çin’in, son dönemlerde dış politikasının hedefleri arasında bulunmaktadır. Ticaretinin çoğunluğunu deniz yolu ile yapan Çin’in Doğu Akdeniz ticaretine kendisini eklemlemesinin bir diğer nedeni ise, hiç şüphesiz, Kuşak Yol Projesi’nin deniz güzergâhı olan 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu’dur. Doğu Akdeniz ve Güney Avrupa limanları ile Uzakdoğu arasında ana konteyner hatları kurmaya çalışan Çin, liman işbirlikleri ile Avrupa pazarında elini güçlendirirken enerji güvenliğini de devamlı kılmaktadır. Türkiye, Avrupa’ya ulaşımda transit bir güzergâh olması ve Akdeniz enerji güvenliğini sağlayabilen bölgesel bir güç olması nedeniyle Çin’in, bilhassa, Doğu Akdeniz’de stratejik işbirliklerine yöneldiği başlıca ülkelerden biridir. Bu makalede ilk olarak Çin’in Doğu Akdeniz denklemine eklenmesine neden olan gerekçeler ve amaçları aktarılmaktadır. Daha sonra ise Çin dış politikasında Türkiye-Doğu Akdeniz bağlantısı kurulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 11 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 1 Sayı: 1 |