This study examines the secularization processes of the group that can be defined as the new conservative class within Turkish conservatism from the perspective of the Eclectic Paradigm. The articulation of secularization theory which argues that religious beliefs and practices are in decline with conservative thought, which advocates for the preservation and strengthening of traditional and religious values, constitutes the foundation of the Eclectic Paradigm. According to this paradigm, there is a reciprocal relationship and interaction between religion and modernity. The mutual influence of modernity and religion visibly manifests itself in everyday life in Turkey. In particular, as the economic sphere in Turkey has increasingly integrated with capitalism, a new understanding of conservatism has emerged in response to modern social life. Following the political developments of the February 28 process and subsequent economic crises, political Islam moved away from the Milli Görüş (National View) ideology to come to power with a democrat-conservative discourse as the new implementer and actor of neoliberal policies. Over a political period spanning more than twenty years, Turkish conservatism has increasingly diversified and gained new shades, while secular lifestyles have also proliferated. Within this framework, in-depth interviews were conducted with ten participants in the central district of Elazığ province as part of a qualitative research method, and the data obtained were interpreted using a phenomenological (hermeneutic) approach.
Bu çalışma Türk muhafazakârlığında daha çok yeni muhafazakâr sınıf olarak tanımlanabilecek kesimin sekülerleşme süreçlerini eklektik paradigma perspektifinden incelemektedir. Dini inanç ve pratiklerin zayıfladığını savunan sekülerleşme teorisi ile geleneksel ve dini değerlerin artışı içerisinde sıkı bağları savunan muhafazakâr düşüncenin birbiri ile eklemlenmesi, eklektik paradigmayı oluşturur. Eklektik paradigmaya göre din ve modernite arasında karşılıklı bir ilişki ve etkileşim söz konusudur. Modernitenin ve dinin birbirini etkilemesi gündelik yaşam içerisinde Türkiye’de kendisini açıkça göstermektedir. Türkiye’de de özellikle iktisadi alan, kapitalizm ile bütünleştikçe modern toplumsal hayat karşısında yeni bir muhafazakârlık anlayışı ortaya çıkmıştır. 28 Şubat süreci sonrasında yaşanan siyasi gelişmeler ve yaşanan ekonomik krizler sonrasında siyasal İslamcılık neoliberal politikaların yeni uygulayıcısı ve aktörü olarak milli görüş düşüncesinden uzaklaşıp demokrat muhafazakâr bir söylemle iktidara gelmiştir. Yirmi yılı aşkın siyasi süreç içerisinde Türk muhafazakârlığı giderek çeşitlenmiş ve renklenmiş bununla birlikte seküler yaşam şekilleri daha da artmıştır. Bu çerçevede nitel bir araştırma yöntemi olarak derinlemesine mülakat yöntemiyle Elazığ ili merkez ilçesinde on kişi ile görüşme yapılmış elde edilen veriler fenomenolojik (hermeneutik) bir yaklaşımla yorumlanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Sociology |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 13, 2025 |
Publication Date | June 15, 2025 |
Submission Date | April 23, 2025 |
Acceptance Date | May 9, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 13 Issue: 43 |
Avrasyad''de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Avrasyad''nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası