AMAÇ: Kalkaneal epin, hastalara ciddi anlamda rahatsızlık vererek günlük yaşam aktivitelerini kısıtlar. Çalışmamızın amacı bu bireylerde fiziksel aktivite düzeyinin ağrı ve fonksiyonellik yanıtları üzerindeki etkisini araştırmaktı.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışma kalkaneal epin tanısı konmuş 41 birey ile yapıldı. Bireylerin yaş, cinsiyet, boy, kilo, beden kütle indeksi (BKİ) ve topuk ağrılarına ilişkin niteliksel ve niceliksel özellikleri sorgulandı. Bireylerin fiziksel aktivite düzeylerini değerlendirmek için Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi (UFAA) kullanıldı. Ayak ağrısını değerlendirmek için algometre, fonksiyonel performanslarını belirlemek için 6 dakika yürüme testi ve topuk yükseltme testi kullanıldı.
BULGULAR: Bireylerin 8’i (% 19,5) düşük düzeyde aktivite, 26’sı (% 63,4) orta düzeyde aktivite ve 7’si (% 17,1) yüksek düzeyde aktiviteye sahipti. Fiziksel aktivite düzeylerine göre sınıflandırılan bireylerde ayak ağrısı ve fonksiyonel performans parametreleri açısından anlamlı bir fark görülmedi.
SONUÇ: Yüksek düzeyde fiziksel aktivitenin özellikle yüksek BKİ'li bireylerde topuk ağrısı/ plantar fasiit/ kalkaneal epin gelişimi için önemli bir risk faktörü olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte, aktif bir yaşamın ve egzersiz alışkanlığının gerek sistemik endokrin yanıtlar vasıtası ile ve gerekse kas iskelet sistemi ve vücut kompozisyonu üzerindeki olumlu etkileri ile söz konusu şikayetlerin görülme sıklığını azaltabileceği unutulmamalıdır. Daha geniş katılımlı ve kanıt düzeyi yüksek ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
fiziksel aktivite ağrı fiziksel fonksiyonel performans topuk dikeni
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 53 Sayı: 3 |