Öz
Pazarlama alanı sürekli değişmekte ve tüketiciyi etkileme konusunda yeni yaklaşımlar
ortaya çıkmaktadır. Tüketiciyi anlamak, onların zihninde yer edinmek ve bunu
kalıcı hale getirmek bilinçlenen tüketici yapısından dolayı giderek zorlaşmaktadır.
Bu nedenle son dönemlerde pazarlama dünyasındaki en çarpıcı gelişmelerden biri
bilimle pazarlamanın kesiştiği nokta olarak değerlendirilen nöropazarlama alanında
gerçekleşmektedir. Etik konusu sadece pazarlama alanında değil, yıllardır farklı
disiplinlerde sürekli tartışılan konulardan biri olmuştur. Ancak tüketici davranışlarını
anlamak için bilimin kullanılması, tüketicinin karar verme mekanizmalarının ortaya
çıkarılması firmalar açısından bakıldığında önemli avantajlar sağlasa da gizlilik
temelinde bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu çalışma, pazarlama
akademisyenleri bakış açısıyla bu zamana kadar yapılan ancak eksik noktaları
olduğunu düşündüğümüz tartışmalara katkı sağlamak ve çok yeni bir konu olması
nedeniyle şu andaki bilgilerimiz çerçevesinde nöropazarlamanın yaratacağı etik
sorunlara yönelik düşünceleri kuramsal bir değerlendirme ile ortaya koymaktadır.
Çalışma ile özellikle nörologların bu konuda eleştirel davranmalarına rağmen bu
alandaki akademisyenlerin nöropazarlamaya bakış açıları değerlendirmeye alınmıştır.
Bu zamana kadar yapılan çalışmalara bakıldığında nöropazarlamanın reklam ve
pazarlamada nasıl uygulandığına ve hangi araçların kullanıldığına yönelik araştırmalar
yapılmış ve bunların sonuçları paylaşılmıştır. Araştırmada “Nöropazarlama etik açıdan
ne kadar uygun?”, “Bilimde kullanılan tekniklerin pazarlama amaçlı kullanılması
doğru mudur?”, “Nöromarketing çalışmaları sonucunda elde edilen bilgiler ne kadar
güvenilir ve tutarlıdır?,”, “Nöropazarlama tekniklerinin pazarlama alanında sağlayacağı
avantajlar nelerdir?” sorularına cevap aranmaya çalışılmıştır.