Batı felsefesi tarihinde az sayıda filozof spesifik olarak müzik üzerine Nietzsche kadar kapsamlı analizler gerçekleştirmiştir. Gerek kişisel yaşamında gerekse de felsefi serüveninde, gençlik yıllarından itibaren müzik üzerine derinlikli ve devamlı bir şekilde düşünen Nietzsche, müziği felsefesinin bir uzantısı olarak değerlendirmiştir. Dolayısıyla, Nietzsche’nin müzik ile olan meşguliyeti ilk yarattığı izlenimin aksine, aslında klasik anlamda salt bir müzikal değerlendirme değildir. Alman filozof müziği, Batı kültürünün tarihsel bir soykütüksel tetkikini geliştirme hedefine yönelik olarak ilgi duyduğu bir felsefi etüt nesnesi olarak ele alır. Böylelikle, soykütüksel bakış açısından yaklaşıldığında, Nietzsche için müzik, verili bir kültürün kendisini, hastalık veya sağlık kıstaslarına göre ifşa ettiği kritik bir felsefi eylem sahasıdır. Özellikle döneminin büyük bestekârı Wagner’in müziğinin ne türden bir aksiyolojik karşılığa sahip olduğunu anlamaya çalışan Nietzsche, netice itibariyle Batı fikir dünyasında hâkim iki eğilimin varlığını tespit eder. Bunlardan biri, Wagner örneğinde olduğu gibi, dekadansın bir yansıması, yaşamı zayıf düşüren, değilleyici yaklaşımın dile gelmesi olarak düşünülürken, diğeri yaşama evet diyen, olumlayıcı değerlerin sözcülüğünü yapmak gibi bir niteliğe sahiptir. Bu müzikal gerilim aslında Batı değerler tarihinin hâkim geleneği olan idealizm ile Nietzsche’nin kendisini bir öncülü olarak tanımladığı geleceğin filozoflarının biçimlendireceği yeni değer sistemi arasında söz konusu olmaktadır.
In the history of Western philosophy, few philosophers have made as comprehensive analysis specifically on music as Nietzsche. Nietzsche, who has thought deeply and continuously about music since his youth, both in his personal life and in his philosophical adventure, considered music as an extension of his philosophy. Therefore, contrary to its initial impression, Nietzsche's preoccupation with music is not actually a pure musical one in the classical sense. The German philosopher treats music as an object of philosophical study in which he is interested in developing a genealogical examination of Western culture. Thus, approached from a genealogical perspective, music for Nietzsche is a critical field of philosophical action in which a given culture reveals itself according to the criteria of disease or health. Trying to understand what kind of axiological equivalent the music of Wagner, the great composer of his time, has, Nietzsche identifies finally the existence of two dominant tendencies in the Western world. While one of them, as in the example of Wagner, is considered as a reflection of decadence and the expression of a negative approach that weakens life, the other one has the particularity of representing the affirmative values that say yes to life. This musical tension is in fact between idealism, which is the dominant tradition of the history of Western values, and the new value system that will be shaped by the philosophers of the future, of whom Nietzsche defines himself as a precursor.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | 19. Yüzyıl Felsefesi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Mayıs 2025 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 40 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2025 yılı için planlanan "Yeni-Ontolojiler" başlıklı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü 1 Mart 2025 tarihinde başlayacaktır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.