Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi ya da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi

Yıl 2023, Cilt: 22 Sayı: 2, 265 - 278, 31.12.2023

Öz

Hac ibadeti, İslam coğrafyasının seçkin temsilcileri tarafından yerine getirilen programı hassas, kuralları net, çok yönlü, disiplinli ve dinamik bir ibadettir. Hac ibadetinde sağlık, seyahat, gıda, konaklama, ulaşım ve güvenlik konularının önemli olması kadar haccın manevî ikliminden azamî yararlanılması, İslam kardeşliğinin ve ümmet bilincinin güçlendirilmesi adına hacıların hac ibadeti öncesi ve hac ibadeti esnasında bilgi ve duygu yüklü programlarla bilgilendirilmesi ve şuurlandırılması da çok önemlidir. Bu müstesna ibadetin istenen ve emredilen şekilde yerine getirilmesi temel arzu olmakla birlikte; bu durum zaman zaman sert iklim şartları, zaman zaman sağlık sorunları ve ulaşım problemleriyle zorlaşmaktadır. Hac fetvalarındaki ilke ve prensipler gerçeklikle çatıştığında fetvaların güncelleştirilmesi söz konusu olmaktadır. Hac ibadeti söz konusu olduğunda özellikle uygulamada iki hadis, sık sık gündeme gelmektedir. Birinde “Hac ibadetinizi benden alın.” ifadesiyle haccın belirlenen kurallara uygun bir ibadet olarak yerine getirilmesine vurgu yapılırken; veda haccında özellikle Mina’da Hz. Peygamber’in kendisine sorulan pek çok soruya cevap olarak verdiği; “Lâ harac/Sakınca yok,” hadisinde ise kolaylık gösterilmesi söz konusudur. Hac ibadetinde verilen ilmî ruhsatlardan yararlanma, bazen “lüzumlu” değil, “elzem” olmaktadır. Zira “Allah azîmetlerin yapılmasını sevdiği gibi, ruhsatların da yapılmasını sever,” hadisi, bize dinî ölçülere uygun olarak verilen ruhsatı işlemenin de Allah’ın rızasına uygun olacağına işaret etmektedir. Yaşlı, engelli, hasta, bitkin ve mazeretli hacı adayının ruhsatlardan yararlanmasında ve haccın asgarî şartlarını taşıyarak bu ibadeti yerine getirmesinde herhangi bir mahzur yoktur. Ancak yaş ve sağlık durumu müsait olanlar hakkında uygulama çeşitliliği söz konusu olmalıdır. Makalede; hac ibadetinde özellikle en yoğun hac görevlerinin bulunduğu Arafat, Müzdelife ve Mina programındaki güncel uygulamalarla ilgili ruhsat ve azîmet görüşleri değerlendirilmekte ve pratik çözüm yolları araştırılmaktadır.

Kaynakça

  • Ahmed b. Hanbel, Ebu Abdillah Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, el-Müsned, Kahire, 1313/1985; III, 337.
  • Müslim b. Haccac Ebu’l-Huseyn el-Kuşeyrî en-Neysabûrî (ö.261/875), el-Cami‘u’s-Sahîh, thk. Muhammed Fuâd Abdülbâkî, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1401/1981; “Hac” 310 (1297).
  • Ebu Davud, Süleyman b. Eş’as b. İshak el-Ezdî es-Sicistanî, es-Sünen, thk. İzzet Ubeyd ed-De’as ve Adil es-Seyyid, Daru’l-Hadis, Humus, 1.bsk, 1394/1974; “Menâsik” 78 (1970).
  • Beyhakî, Ebu’l-Fazl Muhammed b. Hüseyin b. Ali el-Beyhakî eş-Şafiî, es-Sünenü’l-kübrâ, thk. Muhammed Abdülkadir Ata, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut,1414/1994; V, 188 (9465); a.mlf, V, 212 (9552).
  • Nesaî, Ebu Abdirrahman, Ahmed b. Şüayb b. Ali en-Nesaî, es-Sünen, (bi-Şerhı’s-Süyûtî ve Haşiyeti’s-Sindî), Daru’l-Fikr, Beyrut, 1.bsk, 1348/1930 “Menâsik” 220 (3061), 221 (2063).
  • Buhârî, Muhammed b. İsmail, el-Câmiu’s-sahih; “İlim” 23,46 (83,124); Müslim, “Hac” 327-333 (1306);
  • İbn Mâce, Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvinî, es-Sünen, thk. Muhammed Fuad Abdülbaki, el-Mektebetü’l-İlmiyye, Beyrut, 1373/1954; “Menâsik”, 74 (3051);
  • İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, thk. Muhammed Avvame, Daru’l-Kıble, 1.bsk., Cidde, 1437/2006; XX, 88-89 (37295);
  • Tahavî, Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed b. Selâme el-Ezdî el-Mısrî, Şerhu maâni’l-âsâr, thk. Muhammed Zührî en-Neccar, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1. bsk., Beyrut, 1399/1979; II, 237;
  • Abdullah b. Muhammed el-Basrî, “İtmamu’l-Hacc beyne (huzû annî) ve (if’al ve-lâ harac)”, https://www.alukah.net/sharia/0/27378/ Erişim: 10.12.2023;
  • Abdullah b. Abdullah el-Muslih, “Mefhûmu if’al ve-lâ haraç fi’l-menasik”, https://www.almosleh.com/ar/13180; Erişim: 10.12.2023.
  • Halit Çalış, “Zaruret”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2013; XXXXIV, 141). İbn Hibban, Sahih, (el-İhsan bi-tertib Sahih İbn Hıbban, haz. Alaeddin Ali b. Belban el-Farisî, thk. Şuayb el-
  • Arnaût, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1.bsk, 1407/1987; II, 69 (354); Taberanî, Ebu’l-Kasım Süleyman b. Ahmed b. Eyyüb, el-Mu’cemü’l-kebîr, thk. Hamdi Abdülmecid es-Selefî, Dâru’s-
  • Sumayî, Riyad, I. bsk., 1415/1994; XI, 323 (11880).
  • İzzeddin b. Cemâa el-Kinanî, Hidayetü’s-sâlik ilel-mezahibi’l-erbaa fi’l-menasik, thk. Nureddin Itr, Dâru’l-Beşâiri’l-İslâmiyye, 1.bsk., Beyrut, 1414/1994; III, 1053-1055;
  • Zafer Ahmed el-Usmanî et-Tehânevî, İ’lâü’s-sünen, İdaretü’l-Kur’an ve’l-Ulûmi’l-İslâmiyye, Karaçi, ts; X, 136.
  • Nureddin Itr, el-Hacc ve’l-Umre fi’l-fıkhi’-islâmî, 5.bsk., 1416/1995; s. 97.
  • Mergînaî, Ebu’l-Hasen Ali b. Ebîbekr b. Abdil-celîl el-Ferganî, el-Hidaye şerhu’l-Bidâye, II, 161; İzzeddin b. Cemâa, Hidayetü’s-sâlik, III, 973;
  • Rahmetullah es-Sindî el-Mekkî, Lübabü’l-menasik ve ubabü’l-mesâlik, thk. Abdurrahim b. Muhammed Ebîbekr, 2.bsk., Dâru Kurtuba, Beyrut, 1421/2000, s. 133;
  • Celaleddin Muhammed b. Ahmed el-Mahallî, Şerhu’l-Minhâc, Matbaatü Muhammed Ali Sabîh, Kahire, 1368; II, 121;
  • İbn Kudâme, Muvaffakuddin Abdullah b. Ahmed b. Muhammed el-Makdisî, el-Mugnî, Daru’l-Menar, 3. bsk., 1367; III, 506.
  • Kurtubî, Ebu’l-Abbas Ahmed b. Ömer b. İbrahim, el-Müfhim li-mâ üşkile min telhisi Kitabi Müslim, thk. Muhyiddin Dîb Mestû vd, Daru İbn Kesîr ve Daru’l-Kelimi’t-Tayyib, 1.bsk., Beyrut, 1996; III, 331 (1094).
  • M. Özgü Aras, “Cemre”, TDV Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993; VII, 340.
  • Huseyn b. Muhammed Said b. Abdilgani el-Mekkî el-Hanefî (ö.1366/1947), Haşiyetü İrşadü’s-sârî ilâ Menasiki’l-Mullâ Ali el-Karî, thk. Muhammed Talha Bilal Ahmed Menyar, Müessesetü’r-Reyyan, 1. bsk., Beyrut, 1420/2009; s. 507;
  • Aynî, Bedreddin Ebu Muhammed Mahmud b. Ahmed, Umdetü’l-karî, thk. Muhammed Nasr Ebî Cebel, ed-Dâru’l-Âlemiyye, Kahire, 1. bsk., 1442/2020; II, 120-121.
  • Taberî, Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd el-Bağdâdî, Tehzîbü’l-âsâr, (Müsnedü İbn Abbas) thk. Mahmud Muhammed Şâkir Matbaatü’l-Medenî, Kahire; I, 224.
Toplam 26 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Konular Hadis
Bölüm Makaleler
Yazarlar

Halil İbrahim Kutlay 0000-0002-3318-2977

Yayımlanma Tarihi 31 Aralık 2023
Gönderilme Tarihi 6 Aralık 2023
Kabul Tarihi 31 Aralık 2023
Yayımlandığı Sayı Yıl 2023 Cilt: 22 Sayı: 2

Kaynak Göster

APA Kutlay, H. İ. (2023). Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi ya da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi. Hadis Tetkikleri Dergisi, 22(2), 265-278.
AMA Kutlay Hİ. Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi ya da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi. HTD. Aralık 2023;22(2):265-278.
Chicago Kutlay, Halil İbrahim. “Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi Ya Da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ Ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi”. Hadis Tetkikleri Dergisi 22, sy. 2 (Aralık 2023): 265-78.
EndNote Kutlay Hİ (01 Aralık 2023) Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi ya da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi. Hadis Tetkikleri Dergisi 22 2 265–278.
IEEE H. İ. Kutlay, “Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi ya da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi”, HTD, c. 22, sy. 2, ss. 265–278, 2023.
ISNAD Kutlay, Halil İbrahim. “Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi Ya Da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ Ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi”. Hadis Tetkikleri Dergisi 22/2 (Aralık 2023), 265-278.
JAMA Kutlay Hİ. Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi ya da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi. HTD. 2023;22:265–278.
MLA Kutlay, Halil İbrahim. “Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi Ya Da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ Ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi”. Hadis Tetkikleri Dergisi, c. 22, sy. 2, 2023, ss. 265-78.
Vancouver Kutlay Hİ. Hac Fetvalarının Güncelleştirilmesi ya da ‘Hac İbadetinizi Benden Alın’ ve ‘Hiçbir Sakınca Yoktur’ Hadisleri Arasındaki İnce Çizgi. HTD. 2023;22(2):265-78.

İlim Tasavvurumuz Üzerine…

İslâm ilim geleneği, ihtiva ve temsil ettiği zâhirî, aklî, felsefî ve irfânî zenginliği ile küllî bir gerçekliği yansıtmaktadır. Söz konusu zenginlik alanlarının her birisi meşrûiyyetini, kendi usûlü dairesinde hakikat arayışı süreci içerisinde bulunuşuyla temellendirmektedir. Başlı başlarına müstakil birer ilim dalı olmaları ve bunun neticesinde tarifi, gayesi ve mesâili itibariyle sınırları belirgin olsa da, ortak bir tasavvura aracılık etmeleri dolayısıyla kaçınılmaz biçimde, bünyesinde sair ilimlerle kendi zaviyelerinden müştereklikler barındırır. Ne var ki, kendine has mesâildeki farklılaşmalar, bütünün temsil ettiği küllî tasavvurun varlığına engel değildir.
Geçmişte ve günümüzde, geleneğin bu yönü gözden kaçırıldığında, ilimler arası irtibat, sözü edilen müştereklikler üzerinden değil, ayrışmalardan hareketle kurulmaya çalışılmıştır. Esasen İslâm ilim geleneğini, ilimler arası iç çekişmelerin ve tartışmaların odağı olarak görmek böyle bir yaklaşım neticesinde ortaya çıkmıştır. Kadîm ilim geleneğimizi fikrî karışıklığın odağı olarak görme zafiyetini sadece şarkiyat geleneğinin bir refleksi imiş gibi kabul etmek kolaycı bir yaklaşımdır. Şarkiyat geleneği ‘ötekinin duruşunu’ temsil ettiği için dikkate alınması ve zafiyetlerine odaklanılması gereken, ‘öteki’lerin dışında kalanlar, yani ‘biz’ olmalıyız.
İlim ehli taifeyi teşkil eden bizlerin bu süreçte yapması gereken, dışardan ve çatışma odaklı yaklaşımı bir yana bırakıp; kendilerini İslâm tasavvurunu zayıflatmaya adamış kişilerin yöntemlerinin üst dilini keşfederek, benzer hatalara düşmekten kurtulmak, muhtelif ilimleri aynı müştereklikte cem eden kadîm geleneğimizin üst tasavvuruna odaklanmaktır.
İslâm toplumu olarak, fikrî hamlemizi gerçekleştirmemiz, körü körüne taklîdi bir yana bırakıp, bize ait değerler manzumemizi keşfetmemize bağlıdır. Modern çağın bilgi üzerindeki bizi kuşatan tahakkümü ve kendi değerlerini bize taşıyan imkânlarını ‘mihengimize’ vurmadan özümseme, bizi sürekli olarak kimliğimizden uzaklaştırmaktadır. Günümüzde öğrendiğimiz en önemli esas, ‘bilginin/ma‘lûmâtın’ kutsallığı iddiasıdır. Oysa her dönemde, mukaddes olan hakikat ve ma‘rifettir. Bir başka ifade ile varlığımız meşrûiyyetini bilgi peşinde koşmamızdan değil, hakikat yolcusu olmamızdan almalıdır.
Doğru yanlış her türlü bilginin kutsanması sebebiyledir ki, arama motorları ve sosyal medya plâtformaları üzerinden paylaşılan veriler, tıpkı, geçmişte ilimler ve ilim ehli arasında sadece ma‘lûmâta odaklanıldığında, ilimler arasındaki müşterek zeminin fark edilememesi ve İslâm tarihinin çatışmalar tarihi şeklinde algılanması gibi, bir ölçüye vurulmaksızın yaygınlığı nisbetinde doğru ve tayin edici bir konum ihrâz etmiştir. Bizler geçmişin ve günümüzün tecrübesinden istifade ederek, tekrar aynı hataya düşmediğimizden emin olmalıyız.
Şu halde, ilim ehline düşen, öncelikle ilimlerin usûlleri ve telif tarzlarının müşterekliğini temin eden ‘üst dilini’; bir başka ifade ile ‘küllî tasavvurunu’ keşfe yönelik gayretlerini arttırmaktır. İlmin bugünkü temsilcilerinin, İlâhî hakîkati zâhirî, aklî, rûhî, kalbî, irfânî plânda idrak için ömür tüketen geçmiş âlim, hakîm ve ârifler ile eserler üzerinden bağ kurmak suretiyle, onların arayış tecrübelerinden istifade etmeleri, ilimleri kuşatan küllî tasavvurun idrâkini mümkün kılacaktır. Bizi küllî tasavvura ulaştıracak olan vasıta, bazen dilin sunduğu imkânlar, bazen akıl, mantık ve felsefenin hâsıl ettiği kazanımlar, bazen de kalbin ve irfânî geleneğin ulaştığı hakikatler olabilecektir.
Bütün bu hususların arayışı içerisinde olan, Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) aracılığı ile de, bize ait duruşa ve müşterek tasavvuru keşfin zaruretine dikkat çekmeyi kaçınılmaz görüyoruz. Bir başka ifade ile, tedbirimizi alıp, tedârikimizi ikmâl ederek seyrimize devam etmenin mutlak ihtiyacımız olduğunu fark ederek, ‘cihet-i vahdemizi’ yeniden hatırlamalı, uydu olmaktan, ezilmişlikten kurtulmalı, kendimize ait usûl, ulemâ ve kitâbiyâta dönmeli, ilmî düşünüşümüzü yeniden ‘âlî tasavvurumuza’ uygun hâle getirmeliyiz.
Kırk ikinci sayımızla, akademik dergicilikte kemâle erdiğimizin göstergesi olarak, kesintisiz yayın hayatını sürdürerek, geride bıraktığımız ilk yirmi yılın ardından, Hadis Tetkikleri Dergisi’nin bu nüshasında; hadis ilimlerinin muhtelif alanlarında ilginizi çekecek tetkiklere yer verdik. İslâm coğrafyasının uzak diyarlarının tasavvurlarını bize sunan makaleler, eser tetkikleri, bilimsel etkinlik ve kitap tanıtımları bu sayımızda sizlerin ilgisine arz ettiğimiz içeriğimizdir.
Destekleriniz sayesinde muhteviyâtı daha da zenginleşecek olan Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) işaret edilen hususlarda bize iletilen her türlü talebe açık olup, bütün imkânlarını kullanarak arzu edilen hususlarda yazarlarımızın yanında olmaya çalışacaktır.
Geride bıraktığımız yirmi yıl ve kırk iki sayı boyunca Hadis Tetkikleri Dergisi’ne (HTD) destek olan, sahip çıkan, bizleri cesaretlendiren, yazılarıyla bizi onurlandıran hayatta olan ve ahirete irtihal eden bütün hoca ve kardeşlerimize şükranlarımızı sunarken, bundan sonra da HTD’nin imkânlarının, araştırmacılarımızın hizmetinde olduğunu te’yîden ifade istiyoruz. Gelecek sayılarımızda görüşmek dileğiyle...
Saygılarımızla...

İbrahim HATİBOĞLU