Hatay (Antakya), Osmanlı Devleti yıkıldığında Misakımillî sınırları içerisinde kalan İskenderun sancağına bağlıydı. Ancak İskenderun sancağı Lozan Antlaşması’nda Türkiye sınırları dışında kalmıştı. Türkiye’nin bütün çabalarına rağmen İngiltere ve Fransa’nın olumsuz tavırları yüzünden bu bölge Fransız mandasına terk edilmişti. Buna rağmen Türkiye bölge üzerindeki iddialarından vaz geçmemiş, İskenderun sancağını sınırları içine katmayı planlamış ve planını da adım adım uygulamıştır. Fransa’nın diplomatik oyunlarına karşı Türkiye de karşı oyun kurmuştur. Hatay’ın Suriye’den ayrı bağımsız bir devlet olması için olağanüstü bir çaba sarf etmiştir. Siyasi ve hukuki bütün yollara başvurarak Hatay’ın Suriye’den koparılmasını sağlamıştır. Uzun çabalardan sonra 2 Eylül 1938’de Hatay Devleti kurulmuştur. Tayfur Sökmen devlet başkanlığına, Abdülgani Türkmen ise meclis başkanlığına seçilmiştir. Tayfur Sökmen anayasaya göre Abdurrahman Melek Bey’i hükûmeti kurmak üzere Başbakanlığa atamıştır.
Hatay Meselesi ile ilgili olarak daha önce yapılan çalışmalarda çoğunlukla siyasi, askerî ve hukuki meseleler ele alınmıştır. Nitekim yazılan kitaplar, makaleler, hatıralar ve sunulan tebliğlerde bu hususlar öne çıkarılmıştır. Zira Hatay Devleti’nin kuruluş aşaması uzun sürmüşken devlet hayatı ise kısa olmuştur. Dolayısıyla iktisadi meseleler, askerî, siyasi ve hukuki meselelerin gölgesinde kalmıştır denilebilir. Türkiye Cumhuriyeti ve Hatay Devleti’nin iktisadi ilişkilerine dair müstakil bir çalışma olmadığından bu konu özellikle ele alınmıştır. Özellikle tetkik eserlerde bir yıldan az süre yaşayan Hatay Devleti’nin Türkiye ile iktisadi ilişkileri konusunda yeterli bilgi hemen hemen yok gibidir. Dolayısıyla tetkik eserler ve hatıralardan ziyade arşiv belgelerinden, Resmî Gazete’deki kanun, yönetmelik, anlaşma metinlerinden, yerel ve ulusal yayın yapan gazeteler ile diğer resmî yayınlardaki bilgilerden yola çıkarak iki devlet arasındaki ekonomik ilişkiler ele alınmıştır. Bu incelemelerden Hatay devlet teşkilatının Türkiye örneğine göre şekillendirildiği ve ekonomik meselelerle ilgili kurumların Türkiye’deki benzerlerine göre oluşturulduğu açıkça görülmektedir. Türkiye bu kurumların oluşturulmasına hem uzman personel, hem de mevzuat açısından destek olarak devlet tecrübesini Hatay Devleti’ne aktarmıştır. Bu husus iki devlet arasındaki yazışmalardan açıkça anlaşılmaktadır. Makalede iki devlet arasındaki teşkilatlanma ile ilgili konular ele alındıktan sonra ekonomik faaliyetler üzerinde durulmuştur. İthalat ve ihracat ile ilgili belgelerdeki ve resmî yayınlardaki mevcut bilgiler değerlendirilmiştir. Hatay Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ekonomik faaliyetlerin bir kısmının istatistiklere yansımadığı açıktır. Genellikle yılsonu ekonomik faaliyetlerin toplamını ifade eden istatistiklere birçok konu yansımadan Hatay Devleti Türkiye’ye iltihak etmiştir. Hatay, devlet olarak kuruluşunu tamamlayamadan ve müesseselerini kesin olarak işletmeye fırsat bulamadan kendisini feshetmiş bir devlet konumundadır. Bununla beraber iki devlet arasındaki iktisadi ilişkileri eksiksiz ortaya koymak gibi bir durum söz konusu değildir. Çünkü yukarıda da belirtildiği üzere yeterli kaynak yoktur. Mevcut kaynaklar ve özellikle arşiv belgeleri değerlendirilerek daha önceki çalışmalarda üzerinde fazla durulmayan bir konu ele alınmıştır.
When the Ottoman Empire collapsed, Hatay (Antakya) was a territory connected to Iskenderun Sanjak, which was within the borders of the National Pact. However, Iskenderun Sanjak remained outside the borders of modern Turkey as a result of the Treaty of Lausanne. Despite all the efforts of Turkey, this territory was left to the French mandate because of the attitude of Britain and France. However, Turkey did not renounce its claims on this region. Indeed, Turkey had planned to annex Iskenderun Sanjak and implemented this plan step by step. In this way, Turkey responded to France's diplomatic game and made an extraordinary effort to ensure that Hatay was an independent state from Syria. Turkey ensured the separation of Hatay from Syria by resorting to all political and legal means. As a matter of fact, Turkey ensured the establishment of a new independent state in Hatay on September 2, 1938. Tayfur Sökmen was elected president of the state and Abdülgani Türkmen was elected president of the parliament. According to the constitution, Tayfur Sökmen appointed Mr. Abdurrahman Melek to the Prime Ministry to form a government.
Political, military and legal aspects on Hatay issue have been discussed heavily in previous studies on the matter. As a matter of fact, these issues were highlighted in the books, articles, memoirs and conferences presented. Because while the establishment phase of Hatay State took a long time, the state life was short. Therefore, it may be concluded that economic issues have been overshadowed by military, political and legal issues. Since there is no independent study on the economic relations of the Republic of Turkey and the State of Hatay, this issue is specifically addressed in this paper. There seems to be almost no sufficient information on the economic relations of Hatay State with Turkey, especially in the research works. Therefore, the economic relations between the two states were discussed based on archival documents, laws, regulations, texts of agreements in the official gazette, local and national newspapers and other official publications rather than research works and memoirs. From these examinations, it is clearly seen that Hatay State’s organization was shaped according to the example of Turkey and that the institutions related to economic issues were formed according to their counterparts in Turkey. Turkey transferred its experience to Hatay State by supporting the establishment of these institutions in terms of both civil servant and legislation. This is clearly understood from the correspondence between the two states. In the article, economic activities are emphasized after the issues related to the organization between the two states are discussed. Existing information in documents and official publications related to import and export has been evaluated. It is clear that some of the economic activities between Hatay State and the Republic of Turkey have not been reflected in the statistics. Hatay State joined Turkey before many issues were reflected in the statistics, which generally express the total of economic activities at the end of the year. Hatay was in the position of a state that dissolved itself before it could complete its establishment and before it had the opportunity to operate its establishments definitively. At the same time, it is not possible to fully reveal the economic relations between the two states, because there are not enough resources as mentioned above. Thus, existing sources and especially archival documents are evaluated and a subject that has not been emphasized much in previous studies is discussed in this paper.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 10, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |