One of the main pillars of political philosophy, giving life to the Republic of Turkey is undoubtedly secularism. Republican cadres, who undertook the mission of creating a modern national state from a theocratic and multinational medieval empire, of course had to reject the traditional state philosophy that sustained the Ottoman system. In a society, if the legal system, state and community management philosophy is based on religion, in other words, divine orders and rules, it is possible to go beyond these rules and orders in both political and social life. As in all theocracies, the basic philosophy on which the Ottoman society and state order, which aims to establish and maintain the divine order, was closed to debate and change. Therefore, religion has been both the creator and the guarantee of a stable, change-resistant society.
Türkiye Cumhuriyeti’ne can veren siyasal felsefenin ana dayanaklarından biri hiç kuşkusuz laikliktir. Teokratik ve çok uluslu bir orta çağ imparatorluğundan modern bir ulusal devlet yaratma misyonunu üstlenmiş olan Cumhuriyetçi kadrolar, Osmanlı sistemini ayakta tutan geleneksel devlet felsefeni tabiî ki reddetmek dururumundaydılar. Bir toplumda hukuk sistemi, devlet ve toplum yönetimi felsefesi, dine, başka bir deyişle, İlahî emirlere ve kurallara dayandırılmışsa, ne siyasal ne de sosyal hayatta bu kural ve emirlerin dışına çıkmaya, onlar üzerinde değişiklik yapmaya imkân vardır. Her teokraside olduğu gibi, “İlahî nizam’în kurulmasını ve yaşatılmasını amaçlayan Osmanlı toplum ve devlet düzeninin dayandığı temel felsefe de tartışmaya, değiştirilmeye kapalı idi. Dolayısıyla din, durağan, değişmeye dirençli bir toplumun hem yaratıcısı hem güvencesi olmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 1990 |
Published in Issue | Year 1990 Volume: 6 Issue: 17 |