The Cyprus question has started to take place offİcially in the Tuıkish agenda in 1954. Untii then Turkey followed a moderate polıcy against Greece which accepted the annexation of the island as her official policy. The reason for this moderate policy is the fact that Cyprus beîonged to Britain. However, in 1954 when Greece delivered the Cyprus problem to the United Nations, Turkey took her official position against the Greek claims.
Following 1954 Turkish policies regaıding the Cyprus issue have passed through three stages. In the first phase, Turkey defended the an- nexation thesis which meant that Cyprus must have been given back to Turkey since England önce taken the island from Turkey. Nevertheless, soon it was realized that this policy was very far from achieving the goal.
In the second phase, Turkey accepted the thesis of division of the island into two in 1957, convinced basically by the political and economic difficulties of the 1950s and the pres sure exeıled by the British över Turkey. However, this policy could not reach its aims due mainly to the un- accommodating policies of Greece.
In the third and the last stage, Turkey accepted the British solution for the establishment of a federal republic of Cyprus which Britain imposed and forced both sides to accept. As a result of this solution the London and Zürich Treatİes were signed between Britain, Greece and Turkey in 1959, and the Federal Republic of Cyprus was established under the guarantor- ship of three parties mentioned.
United States of America England Cyprus Federal Re¬public of Cyprus Turkey Greece United Nations
Kıbrıs sorunu, resmi olarak 1954 yılında Türkiye'nin gündeminde yer almaya başlamıştır. Bu tarihe kadar Türkiye, Kıbrıs adasını ele geçirmek isteyen Yunanistan karşısında sessiz bir politika izlemeyi uygun görmüştür. Bu sessizliğin nedeni; Kıbrıs'ın, İngiltere'ye ait olmasından ileri geliyordu. Yunanistan'ın Kıbrıs konusunu 1954 yılında Birleşmiş Milletlerin gündemine getirmesi üzerine, Türkiye de, bu soruna taraf olduğunu ortaya koymuştur.
Bu tarihten sonra Türkiye'nin, Kıbrıs konusunda izlediği politikalar üç aşamadan geçmiştir. Türkiye birinci aşamada; Kıbrıs'ın, İngiltere ta¬rafından Türkiye'den alındığını ileri sürerek, adanın bütünüyle Türkiye'ye geri verilmesi anlamına gelen “ilhak” tezini savunmuştur. Ancak kısa bir süre sonra bu politikanın başarılı olamayacağı anlaşılmıştır.
Türkiye, ikinci aşamada da; dönemin siyasi, ekonomik koşullarının zorlaması ve İngiltere'nin de baskıları sonucunda, 1957 yılından itibaren, Kıbrıs adasının paylaşılmasına razı olmuş, yani “taksim” tezini benimsemiştir. Ancak bu politika da, Yunanistan'ın uzlaşmaz tutumu yüzünden, gerçekleştirilememiştir.
Türkiye, üçüncü ve son aşamada ise; İngiltere'nin empoze ettiği ve taraflara baskı yaparak kabul ettirdiği, federal bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması yolundaki çözümü kabul etmiştir. Bu çözümün sonucu olarak, 1959'da Zürich ve Londra Antlaşmaları imzalanmış ve İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın garantörlüğünde Kıbrıs Federal Cumhuriyeti kurulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2000 |
Published in Issue | Year 2000 Volume: 16 Issue: 46 |