When the Germans made a pact with the Soviets on August 23, 1939, they continued the Bismarckian policy of not fighting on two fronts at the same time. The Soviets, on the other hand, managed to make an alliance with their closest enemy in the West. This alliance lasted until the Germans declared war on the Soviet Union on June 22, 1941, about two years after the Second World War started on September 1, 1939. The setbacks and blocs that occurred in the first months of this struggle that would last for many years played a decisive role in the course of the war. Even the plans for this war, which Hitler and his staff believed would end in a short time, were not designed to cover the winter months. However, it was realized that this belief was too optimistic in the face of the Soviet Union’s resistance on the fronts, and the inability of the Germans to capture the regions they had determined on the planned dates and the onset of winter marked the beginning of the end for the Germans. This situation of the German army increased the belief of many states, especially Britain, that the Germans would be defeated. The negotiations that began with Britain’s aim to provide aid to the Soviets led to the formation of a new bloc against the Axis powers. The aim of the study is to examine how the Turkish press evaluated the new war order that was introduced with the beginning of the Barbarossa Operation and their views on the subject. In this context, the newspapers Akşam, Cumhuriyet, Tan and Ulus were selected and document analysis, one of the qualitative research methods, was usedin the study. Türkiye’s relations with both the Soviets and Germany, despite not having a land connection, caused Türkiye to attract the attention of all states during the war, and the pressures from both sides for Türkiye’s involvement in the war continued to increase during this period. Both diplomatically and through the media, these pressures were frequently responded to and Türkiye’s non-combatant status was defended. At this point, the Turkish press also sought answers to the allegations that Türkiye was taking sides or leaning towards one side.
Almanlar, 23 Ağustos 1939’da Sovyetler ile pakt yaptıklarında Bismarck döneminden beri süregelen iki cephede aynı anda savaşmama politikasını devam ettirmiştir. Sovyetler ise batıdaki en yakın düşmanıyla ittifak yapmayı başarmıştır. Bu ittifak 1 Eylül 1939’da başlayan İkinci Dünya Savaşından yaklaşık 2 sene sonra 22 Haziran 1941 tarihinde Almanların Sovyetler Birliği’ne savaş ilan etmesine kadar devam etmiştir. Uzun yıllar sürecek olan bu mücadelenin ilk aylarında meydana gelen aksaklıklar ve oluşan bloklar savaşın gidişatı üzerinde belirleyici bir rol oynamıştır. Hitler ve kurmaylarının kısa bir sürede biteceğine inandıkları bu savaşın planları dahi kış aylarını kapsayacak şekilde tasarlanmamıştır. Ancak bu inancın, Sovyetler Birliği’nin cephelerdeki direnci karşısında çok iyimser kaldığı fark edilmiş, belirlenen bölgelerin planlanan tarihlerde ele geçirilememesi ve kış aylarının başlaması Almanlar için sonun başlangıcı olmuştur. Alman ordusunun bu durumu başta İngiltere olmak üzere pek çok devletin Almanların yenileceğine dair inancını arttırmıştır. İngiltere’nin Sovyetlere yardım sağlamak amacı ile başlattığı görüşmeler Mihver Devletlerinin karşısında yeni bir bloğun oluşmasını sağlamıştır. Çalışmanın amacı Türk basınının, Barbarossa Harekatı’nın başlangıç süreciyle beraber girilen yeni savaş düzenini nasıl değerlendirdiğini ve konu hakkındaki görüşlerini incelemektir. Bu doğrultuda çalışmada, Akşam, Cumhuriyet, Tan ve Ulus gazeteleri seçilerek nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılmıştır. Türkiye’nin kara bağlantısına sahip olmamasına karşın hem Sovyetler hem de Almanya ile olan ilişkileri savaş süresi boyunca tüm devletlerin ilgisini çekmiş, iki tarafın da Türkiye’nin savaşa dahil olması amacıyla yaptığı baskılar bu dönem artarak devam etmiştir. Hem diplomatik hem de medya aracılığı ile bu baskılara sık sık yanıt verilmiş ve Türkiye’nin savaş dışılığı konusu savunulmuştur. Bu noktada Türk basınından yola çıkılarak Türkiye’nin taraf olduğu ya da bir tarafa meyilli olduğu iddialarına da cevap aranmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of The Republic of Turkiye |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 12, 2024 |
Submission Date | March 18, 2024 |
Acceptance Date | October 22, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 40 Issue: 110 |