Rule of law is presented as one of the pillars of good governance. However, law is not
a self-generating phenomenon; its concretisation is made by humans. What makes
difference at this point is the basic attitude of legal actors, in fact of all persons
involved in the legal world, that is, whether they are justice-oriented or self-oriented.
Justice-orientedness relies upon an ontological perspective in which humanity is
inseparable. There cannot be any real good for one party when another party or the
whole is fundamentally harmed. Rule of law is meaningful only in such a mental
framework. Otherwise, law and justice are to become victims of rule of politics, in
which participants demonstrate all the subtle and crude, individual and collective
forms of destructive selfishness.
“Hukuk devleti” terimini farklı açılardan ele alan çalışmanın amacı, bu kavramın
Türkiye özelinde sosyal gerçekliğini ve geçerliliğini tartışmaktır. Hukuk, salt
mevzuat ve formalite kapsamında değil, düşünce ve davranışları şekillendiren bir
tavır ve tutum olarak görülürse, hukuk devleti de bu tavrın hakim olduğu devlet
olacaktır. Hukuk tavrı, kişilerin ince-kaba, açık-gizli benlik kaygılarına takılmadan,
“benimseme” ve “kendinden ayırma” duygularının etkisi altında kalmadan,
hakkaniyet odaklı hareket etmesidir. Hukuk tavrının karşıtı olarak yansıttığımız
siyaset tavrında ise kişiler, kuşatıcı hakkaniyet ve genel iyilik dışındaki amaçlara
yönelmekte ve önlerine çıkan şeyleri bu amaçlar doğrultusunda araçsallaştırmaktadır.
Siyaset devleti, böyle tavır ve tutumların egemen olduğu bir kültürü, o kültürün
sahne olduğu toplumsal ve devletsel olguları ifade etmektedir. Bu anlamda Türkiye
bir hukuk devleti değil, siyaset devletidir
Other ID | JA24BC85AD |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Issue: 1 |
Journal of Ankara Bar Association adopts the Turkish Legal Citation System (TÜHAS) citation system.