Demokratik ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, kişilere menfaatlerini korumaları için hak tanımalarıdır. İş hukuku kapsamında baktığımızda, iş sözleşmelerinin taraflarına yani işçi ve işverenlere tanınmış önemli haklardan biri grev ve lokavttır. Ülkemizde bu haklar Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Grev, işçilerin sosyal ve ekonomik haklarını korumak ve geliştirmek için işverene karşı kullandıkları bir haktır. Lokavt ise işverenin greve giren işçilere karşı kendi menfaatini korumak için kullanabileceği savunma niteliğinde bir haktır. Ancak grev ve lokavt sınırsız nitelikte değildir. Çünkü bazı grev veya lokavt hallerinde sadece işverenlerin veya işçilerin ekonomik çıkarları değil; üçüncü şahısların güvenlik ve sağlık gibi korunması gereken haklı menfaatleri, hatta kamu yararı da ağır olarak zedelenebilir. İşte bu gibi durumlarda grev ve lokavtın yasaklanması gündeme gelir. Belirtmek gerekir ki lokavt, greve bağlı olarak kullanılan bir hak olduğu için grev için getirilen yasaklar lokavt için de uygulanacaktır. Çağdaş hukuk sistemlerinde bu hakların kullanılması için taraflara en geniş biçimde olanak sağlayacak düzenlemeler yapılmaktadır. Ülkemizde de özellikle 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile daha özgürlükçü bir şekilde grev ve lokavt hakkı tanınmaya çalışılmıştır. Bu nedenle de grev ve lokavt yasaklarının olduğu iş ve işyerleri azaltılmıştır.
grev lokavt kanuni grev kanuni lokavt grev ve lokavt yasakları strike lockout legal strike legal lockout strike and lockout prohibitions
One of the most important features of democratic countries is that they give people the right to protect their interests. When we look at the scope of labour law, one of the important rights granted to the parties of labour contracts, namely workers and employers, is strike and lockout. In our country, these rights are guaranteed by the Constitution. Strike is a right that workers use against the employer to protect and improve their social and economic rights. Lockout, on the other hand, is a defensive right that the employer can use to protect its own interests against workers who go on strike. However, strikes and lockouts are not unlimited. Because in some cases of strike or lockout, it is not only the economic interests of employers or workers; the legitimate interests of third parties that need to be protected, such as safety and health, and even the public interest may be severely damaged. It is in such cases that the prohibition of strikes and lockouts comes to the agenda. It should be noted that, since lockout is a right that is exercised in connection with the strike, the bans imposed on strikes will also apply to lockouts. In contemporary legal systems, arrangements are made to allow the parties to exercise these rights in the widest way possible. In our country, especially with the Trade Unions and Collective Bargaining Law No. 6356, the right to strike and lockout has been tried to be recognized in a more liberal way. For this reason, businesses and workplaces with strike and lockout bans have been reduced.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 10, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 81 Issue: 1 |
Journal of Ankara Bar Association adopts the Turkish Legal Citation System (TÜHAS) citation system.