Son yıllarda iletişim teknolojisinin hızla gelişmesinin ve küreselleşmenin en önemli sonuçlarından biri “Çokkültürlülük” tür. Çokkültürlü bir farklı kültürleri ötekileştirmeden, farkındalık oluşturularak, kendi özgünlükleri içerisinde yaşamasına şans vermektir. Bu anlamda “Çokkültürlülük” birlikte yaşam için toplumsal bir zenginlik haline gelmiştir. Ayrıca, farklı kültürlere sahip insanların çeşitli nedenlerden ötürü bir arada yaşamak durumunda kalması, kültürlerarası bir iletişim yolu bulmalarını gerekli kılmıştır. Her anlamda birlikte yaşama düşüncesinin temelini oluşturan çok kültürlülük, sosyal çeşitliliğin yaşaması, yok olmaması ve tanınması açısından da gereklidir. Bu düşünceden hareketle; farklı dil ve kültürler arasında sosyal bir olgu olan tercümenin göz ardı edilemez bir görevi olduğu bu makalenin amacını oluşturmaktadır.
İnsanı diğer canlılardan ayıran ve sosyal bir varlık haline getiren dil, aynı zamanda bir kültürel anlaşma aracıdır. Son dönemlerde dilsel aracı rolünün yanında, kültürlerarası iletişim görevi olan “Toplum Tercümanlığının” bu noktadaki işlevi çok yönlüdür. Farklı kültürlerin oluşturduğu çok kültürlü toplumlarda; bir arada barış içerisinde ve ortak sınırlar içerisinde yaşamalarında “Toplum Tercümanlığı” anahtar bir rol üstlenmektedir. Toplum Tercümanlığının, farklı anlayışları ve değerleri olan toplumları uzlaştırıcı ve sosyal uyum sağlayıcı görevi vardır. Toplum Tercümanlığı, çok kültürlülük bağlamında uzlaşma gerekliliği olan sosyal yapıların; kültürel geçmişlerini de tanıyarak onların bilgi ve deneyimlerinden faydalanılmasını sağlamaktadır. Bu çalışmada, farklı kültüre sahip olan toplulukların bir arada uyum içerisinde yaşamlarını, çatışmalardan uzak, çok kültürlülüğün içeriğine uygun varlığını sürdürebilmesi için, son günlerde oldukça önemli hale gelen Toplum Tercümanlığının gerekliliği sonucuna ulaşılmış ve konu nitel araştırma şeklinde yorumlayıcı yönteme dayalı olarak irdelenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2017 |
Submission Date | March 10, 2018 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 64 |