Yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde beraberce yaşamış, aralarında derin tarihsel ve kültürel bağların olduğu iki millet, Türkler ve Ermeniler, 1. Dünya Savaşı’nın başlamasını izleyen süreçte birbirlerinden kopmuşlardır. Muhtelif siyasi odakların manipülasyonlarıyla ortaya çıkan sözde Ermeni Soykırımı iddiası ve Dağlık Karabağ sorunu iki ülke arasında aşılmaz engeller oluşturmuştur. Ancak 2020’de Azerbaycan’ın zaferi ile sonuçlanan 2. Dağlık Karabağ Savaşı, Ermenistan’a acı bir şekilde de olsa, gerçek dışı hayallerden ve hukuksuz iddialardan vazgeçmeleri gerektiğini öğretmiştir. Nihayetinde 2021 yılından sonraki süreçte barış yolunda 30 yılı aşkın bir sürede atılamayan somut ve ciddi adımlar atılmaya başlanmıştır. Öyle ki Paşinyan hükûmeti Dağlık Karabağ Bölgesi’nin hukuksal ve tarihsel olarak Azerbaycan toprağı olduğunu kabul etmiş, sözde soykırım travmasından kurtulunması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu tür müspet gelişmeler yıllar sonra barışın ve normalleşmenin önünü açmıştır. Bu umutların sürdürülebilir olması için hukuki, diplomatik ve sosyo-ekonomik bir dizi adımların atılması ve özellikle Ermenistan’daki barış karşıtı marjinal gruplara karşı dirayetli olunması elzemdir. Bu şartların sağlanması halinde bir dizi jeopolitik ve jeoekonomik kazanım elde edilebilecektir. İşbu çalışma, konuyla ilgili akademik eserlerin, resmî kaynakların ve güvenilir düşünce kuruluşlarının çalışmalarının nitel analizi ile hazırlanacak, iki ülke ilişkilerinin normalleşmesinin beraberinde getireceği fırsatları, sürecin önündeki engelleri ve sürecin başarıya ulaşması için gerekli şartların ne olduğunu ele alacaktır.
Turks and Armenians, who lived together within the borders of the Ottoman Empire for centuries and had deep historical ties, broke away from each other following the outbreak of the World War I. The so-called Armenian Genocide allegation, and the Nagorno-Karabakh issue have created undefeatable obstacles between the two countries-however, the 2. Nagorno-Karabakh War, which resulted in the Azerbaijani victory, painfully taught Armenia that it must abandon unrealistic and unlawful claims. Finally, in the short period after 2021, severe and concrete steps for the normalization process that could not be taken in more than 30 years have started to be taken in just a few years. The Armenian government's recognition that the Nagorno-Karabakh region is legally and historically Azerbaijani territory, to the Pashinyan’s statements that the trauma of the alleged genocide should be overcome have raised hopes for normalization after years. For these hopes to be sustained, it is essential to conclude that specific legal, diplomatic and socio-economic steps must be taken to be resilient, especially against anti-peace groups in Armenia. If these conditions are met, geopolitical and geoeconomic gains can be achieved.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Peace Studies, International Politics |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2024 |
Submission Date | July 12, 2024 |
Acceptance Date | August 25, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 10 Issue: Kafkasya Araştırmaları Özel Sayısı |
Artvin Coruh University International Journal of Social Sciences
ACUSBD is licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC).