İş sözleşmesi, işçi ile işveren arasında bir güven ilişkisi meydana getirmekte ve buna dayanmaktadır. Taraflar aralarındaki güveni sarsacak nitelikte bir vakıa ile karşılaştıklarında da iş sözleşmesinin devamı istemez ve sözleşmeyi fesih yoluna başvurabilir. Söz konusu bu fesih, şüphe feshi olarak adlandırılmaktadır. Hukukumuzda şüphe feshi doğrudan bir düzenlemeye sahip olmamakla birlikte, genel olarak, işçinin yetersizliğinden kaynaklanan bir fesih nedeni şeklinde değerlendiril-mektedir. Şüphe feshi, üzerinde titizlikle durulması gereken bir fesihtir. Zira şüphe feshinde işverenin güvenini sarsan vakıanın kim tarafından gerçekleştirildiği tam olarak ispatlanamadığından, yanlış bir işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi ihtimali mevcuttur. Şüphe feshine ilişkin yapılan yargılamada hükmün kesinleşme-sinin ardından yargılamanın iadesine başvurulup başvurulamayacağı sorusu akıllara gelebilir. Bunun için HMK m. 375-376 sayılan nedenlerin varlığı halinde ancak yargılamanın iadesine başvurulabileceği söylenebilir. Ancak belirtilen maddelerdeki her nedenin şüphe feshinin niteliğine uygun olmadığını belirtmek gerekir. Bu kapsamda yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmesi ile ifadesi karara esas alınan tanığın karardan sonra yalan yere tanıklık yaptığının sabit olması halleri ele alınmaktadır. Ayrıca, son zamanlarda şüphe feshine ilişkin çeşitli yargı kararları ile karşılaşılması sebebiyle, şüphe feshine ilişkin incelenmesi gereken vakıaların incelenmeden karar verilmesi ve bunun akıbeti (yeniden yargılama) değerlendirilmiştir.
Şüphe Feshi İş Sözleşmesinin Feshi Güven sarsılması Yargılamanın İadesi Yalan Yere tanıklık Yeniden Yargılanma
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | ÖZEL HUKUK |
Authors | |
Publication Date | December 14, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 65 |