Spinoza sevgi ve arzuyla baştan çıkmayı değil, sevgi ve arzunun kaynağını tanımayı önerir: Bedeni ve onun ne yapabileceğini öğrenmeye çalışmak. Bütünden parçaya, âlemden noktaya giden bu yolda kendini tanımak ve kabul edebilmek. Borges’in kahramanları için bazen düpedüz imkansızdır bu. “Dönüştüğüm bu insanların ne istediğini bilmiyorum, başka hangi adamlara dönüşeceğimi de bilmiyorum”. Bu sonsuz dönüşüm girdabı, filozof Spinoza’yı ve Borges’i de içine alacaktır. Pessoa da benzer biçimde birçok dışkimlik yaratacak ve onlara bakacaktır. “Gerçek Pessoa hep bir başkasıdır” ve yaşamak öteki olmaktır. Sonsuzca parçalanmış, sonsuzca birleşmiş. Parçalanmak, bakmak, görmek ve yeniden birleşmek. Bu ortak tema Asaf Hâlet’in iki şiirine getirir okuru. Önce Adımlar’a, sonra Gözler kimi gördüler’e. Aillaud’nun Vermeer et Spinoza’sında Spinoza, dünyada su içindeki balık gibi yaşar ve “ele avuca sığmaz”. Evrende bir Yumuşakça’nın konumu veya Spinoza’nın ya da okurunun konumu. Spinozacı özerklikte, tekil varlık evrenin sonsuz zenginliğinde Ötekiler’den farksızlaşır ve Bütün içinde her şey birbirine karışır. Calvino’nun öyküsü Sarmal’da, Asaf Hâlet’in Trilobit’ini hatırlatan biçimde, hayatın sınırsız çeşitliliğinde, şaşırtıcı bir zorunlulukla, farklı varlıklar bir araya gelir: Her şeyin her şeyle özdeşleşebildiği bu sonsuz gel-gitler evreninde Borges için de Borges olmak zordur. Hele Borges’le Borges arasına Spinoza girdiğinde: “İkisinden hangisinin bu sayfayı yazdığını bilmiyorum”. Spontini, yazdıkları başkaları tarafından yazılarak yaratılan yazardır, Crumey’in Pfitz’inde. Bir öykü yaratan yazar bu öykünün anlatıcısını yaratırken, öyküyü anlatan da öyküyü dinleyeni yaratır ve hepsi, bir ırmak gibi akıp giden hayat üzerine düşünüp her şeyin bir ölçüde yanlış olduğuna karar verir. Dünyayı ve insanın dünya üzerindeki konumunu anlamaya ya da onlar üstüne felsefe yapmaya yönelik her çaba, daha başlangıçta, bir çelişkiyle son bulmaya mahkûmdur: “Bu dünyada her şeyin, akla sığmaz karmaşıklığıyla, sınırsız ayrıntılarıyla beni sürekli yanılttığını biliyorum; çünkü akıl aslında, özetlenerek yakalanamayacak ve anlaşılamayacak tek düzenli bir bütünün parçasından başka şey olamaz”.
Le court chapitre intitulé Le Flux du Miroirs de la ville d’Elif Şafak2 débute avec une épigraphe faisant référence à l’Ethique: L’Amour et le désir peuvent être des états extrêmes de passion3.
Etant donné que Spinoza rejette ce type d’extrêmes, il conseille non pas d’être séduit par l’amour et la passion, mais d’en connaître la source. De chercher à comprendre le corps et ce qu’il est capable de faire. Ce parcours est aussi celui de Pinhan, un autre roman de Şafak. Même si on n’y trouve pas de renvoi direct à Spinoza, Pinhan est un livre qui baigne dans sa
pensée, qui aborde plusieurs thèmes chers aux spinozistes: Une Perle par exemple qui symbolise la perfection universelle, tout comme chez Vermeer, Celan, etc. Mais comme il n’existe pas de limite à l’effritement ou à la transformation ou à la fusion, la Perle, nous rappelant les villes invisibles de Calvino, va se transformer et devenir Istanbul; et par la suite, allant de la totalité à la partie, de l’univers à un point précis elle se confondra avec un corps humain.
Le court chapitre intitulé Le Flux du Miroirs de la ville d’Elif Şafak2 débute avec une épigraphe faisant référence à l’Ethique: L’Amour et le désir peuvent être des états extrêmes de passion3.
Etant donné que Spinoza rejette ce type d’extrêmes, il conseille non pas d’être séduit par l’amour et la passion, mais d’en connaître la source. De chercher à comprendre le corps et ce qu’il est capable de faire. Ce parcours est aussi celui de Pinhan, un autre roman de Şafak. Même si on n’y trouve pas de renvoi direct à Spinoza, Pinhan est un livre qui baigne dans sa
pensée, qui aborde plusieurs thèmes chers aux spinozistes: Une Perle par exemple qui symbolise la perfection universelle, tout comme chez Vermeer, Celan, etc. Mais comme il n’existe pas de limite à l’effritement ou à la transformation ou à la fusion, la Perle, nous rappelant les villes invisibles de Calvino, va se transformer et devenir Istanbul; et par la suite, allant de la totalité à la partie, de l’univers à un point précis elle se confondra avec un corps humain.
Primary Language | French |
---|---|
Subjects | Archaeology |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Issue: 19 |
Submition Date for ADALYA
The submission of the articles is between 1 September and 30 November.
Please submit your articles to the mail address adalya@ku.edu.tr in this date range; post or cargo will not be accepted. Submissions shoul be made before November 30.