Coğrafya eserleri telif etmek,
Müslümanların önem verdikleri ve en çok geliştirmeye gayret ettikleri bir
durumdu. Esasında Ortaçağ İslam âlimleri coğrafyayı tarihe yardımcı bir ilim
olarak addederek eserler vücuda getirmişlerdir. Çünkü tarihi malzeme ancak
belli bir kronoloji ve mekâna oturtulduğunda ilmi açıdan bir değer kazanıyordu.
Tarih yanında coğrafya sahasında da mühim eserler kaleme alan islâm âlimleri
ekvatoru, enlem, boylam dâirelerinin uzunluğunu, aralarındaki mesafelerin
uzaklığını bu günkü hesapların sonuçlarına çok yakın bulmuşlardır. Verdikleri
bilgilerin kayda değer bir kısmı gözlemlere dayanıyordu. Bu coğrafya
kitaplarının bir kısmı o zaman bilinen bütün dünyadan, bir kısmı ise İslâm
dünyası ve komşularından bahsediyordu. Memlükler zamanında yaşamış, Kâtip Dimaşki adıyla tanınan Şehâbeddin Ebû’l-Abbas
tarafından yazılan, üç ansiklopedik eserden en meşhuru olan Mesâlikü’l-Ebsâr fi
Memâlikü’l-Emsâr adlı muazzam eser, tarih, coğrafya, devlet teşkilatı,
idarecilik bakımından önemli kaynaklar arasında sayılmaktadır. Aynı zamanda
biyografi bakımından çok değerlidir. Çalışmamızda İslam ülkelerinin tarihi
coğrafyasına ait olan el-Ömeri’nin Mesâlikü’l-Ebsâr adlı eseri bağlamında İslâm
dünyasındaki coğrafya eserlerine dair genel bir değerlendirme yapmış
bulunmaktayız. Bu makale coğrafyanın tarihe yardımcı bir ilim olmasını oldukça
mâkûl değerlendirerek coğrafyaya dayanmayan tarih kitabını tarih değil roman
olarak gören bir felsefeye dayanmaktadır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 23 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 2 |