-
Sayın Editör Son sayıda yayınlanan Harran Üniversitesi'nden Ahmet UYANIKOĞLU ve arkadaşlarının yaptığı “Helikobakter pilori eradikasyonunda klasik 3'lü tedavi Doğu Anadolu bölgesinde halen etkilidir” adlı çalışmayı okuduk. Yazıyla ilgili eleştirilerimizi belirtmek isteriz. Helikobakter pilori (Hp) eradikasyonu özellikle ülkemiz gibi yoğun ve gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı ilaç direncinin yüksek olduğu ülkelerde önem arz etmektedir. Klasik tedavi olarak adlandırılan amoksisilin+klaritromisin+ proton pompa inhibitörü (PPİ) eradikasyonlar oranları ilk dönemlerde elde edilen yüksek oranlar son dönemlerde belirgin düşmüştür (%40-60) (1-4). Yayınlanan çalışmada %97 olarak beyan edilen eradikasyon oranları dikkat çekicidir. Bununla birlikte çalışmanın metodu incelendiğinde eradikasyon verilen hastalara devamı nda 2 ay boyunca PPİ devam edilmiş. Eradikasyon kontrolü için PPİ ve antibiyotik verilmeden geçmesi gereken en az 2 hafta süre dikkate alınmadan gaytada HpSA bakılmşltır. Bu nokta çalışmanın güvenilirliğini belirgin oranda düşürmektedir. Literatür ve tedavi kılavuzları gözden geçirildiğinde Hp eradikasyon kontrolü yapabilmek için hastanın en az 1-2 hafta PPİ, 3-4 hafta antibiyotik almaması gerektiği aşikardır (5-8). Bu şekilde yanlış bir metodla yapılan çalışmanın sonuçları ülkemiz “Helikobakter Çalışma Grubu”nca da ilk basamak olarak tercih edilmemesi gerektiği şeklinde belirtilen klasik 3'lü tedaviye bilimsel bir köken sağlanmadan tekrar kullanılabileceği şeklinde bir intiba oluşturabilir Sayın Editör, “Helikobakter pilori eradikasyonunda klasik 3'lü tedavi Doğu Anadolu Bölgesinde halen etkilidir” adlı çalışmamı zla ilgili gelen eleştirilere cevabımızdır. Helikobakter pilori (Hp) eradikasyonunun ülkemizde özellikle mide kanserinin endemik olduğu Erzurum yöresinde (1) ayrı bir önemi olduğu gerçektir. Eleştiri yazısında klasik tedavi olarak adlandırılan amoksisilin+klaritromisin+proton pompa inhibitörü (PPİ) eradikasyon oranlarının son dönemlerde belirgin düştüğü (%40-60) (2-5) bildirilmektedir. Bu verilere benzer çalışmalar yazının tarışma kısmı ilk paragrafta belirtilerek (6-8) tartşılmıştır. Son yayınlanan IV Mastrich kriterlerine göre düşük klaritromisin direnci olan bölgelerde birinci basamak ampirik tedavide klaritromisin bazlı 3'lü tedavi önerilmektedir (9). Antibiyotik direncinin bölgeler arasında farklı olabileceği, lokal direnç oranları hakkı ndaki bilgilerin etkili tedavinin anahtarı olduğu ve yüksek eradikasyon oranının bununla ilişkili olabileceği yine yazının tartışma kısmı 3. paragrafında belirtilmiştir (6, 10,11). Çalışmanın metodu ile ilgili olarak eleştiri konusu olan, eradikasyon verilen hastalara devamında 2 ay boyunca PPİ devam edilmesi genelde yapılan uygulamadır, ancak sonrasında 2 haftalık ilaçsız dönemin geçmesi dikkate alınmadığı yönündeki eleştiri yerindedir. Çalışmamızın di- ğer zayş bir yanı eradikasyon kontrolünün teknik nedenlerden dolayı ancak gaitada Hp antijeni ile yapılmasıdır. Daha sonra yaptığımız başka bir çalışmada histopatoloji ile Hp pozitif saptanan hastaların yaklaşık yarısında gaitada Hp antijeni yalancı negatif saptanırken üre nefes testi ile histopatolojiye yakın oranlarda pozitişik saptandı. Eradikasyon sonrası kontrol için histopatoloji bakılamıyorsa üre-nefes testi bakılması önerildi (12). Her ne kadar eleştirilecek yönleri olsa da çalışmamız bölgesel direnç farkları olabileceği göz önüne alındığında klasik üçlü tedavinin Erzurum yöresinde etkili olabileceğini düşündürmüştür. Daha iyi planlanmşl, direnç testlerini de içeren çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz Yorum: Prof. Dr. Ali ÖZDEN Proton pompa inhibitörü (PPİ) almakta olan hastalarda Helikobakter pilori (Hp) stool antijen testi pozitif iken üre nefes testi negatiftir. Çünkü PPİ, Hp'yi coccoid forma dönüştürür. Böylece biyolojik aktivitesi inhibe edilmesine rağmen antijenik özellikleri devam eder. Fakat Hp'nin üremesi bloke edildiği için PPİ kullananlarda bu nedenle stool antijen testininde negatif olma olasılığı olabilir. Bu yapılan çalışmada Hp eradikasyonunda başarı oranının yüksek saptanmasında olası faktörlerin dşllanabilmesi için çalışma grubunda ilaç kullanılmayan bir dönemde stool antijen testi ve üre nefes testi ile kontrol yapılması uygun olurdu. İmkanlar mevcutsa endoskopik doku örneğinden sitolojik boyama yapılması önerilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 11 Sayı: 3 |
test-5