Background and Aims: There is a lack of information about hepatocellular carcinoma in Turkey. Therefore, we aimed to present the data regarding the tumor characteristics and records of patients followed for hepatocellular carcinoma in a specific time period. Materials and Methods: We retrospectively reviewed the records of our patients diagnosed as hepatocellular carcinoma between 2000 and 2006. Results: There were 98 patients (12.2% F, 87.8% M). The mean age of the patients was 60.6±9.6 years. HBV (+) patients were significantly younger than HCV (+) patients. Alcohol abuse was the etiological factor in 5.1% of the patients, and no etiologic cause could be identified in 5.1% of the patients. The distribution of the patients with cirrhosis was as follows: Child A, 33.3% of patients; Child B, 39.5% of patients; and Child C, 27.2% of patients. Portal vein thrombosis was found in 8.2% of the patients. Serum alpha-fetoprotein levels were as follows: >200 ng/ml in 30.6%, 5 cm in 26.5% of the patients. Nodules were localized in the right lobe in 56.2% and left lobe in 17.3%, and were bilateral in 26.5% of the patients. 59.2% of the patients were treated with alcohol ablation and 11.2% with chemoembolization. 4.1% of the patients received surgical therapy. 21.4% of the patients received symptomatic therapy, 2% systematic chemotherapy and 2% underwent liver transplantation. Conclusions: Hepatocellular carcinoma is usually seen in older male patients. Viral etiology, especially HBV, remains the most important etiological factor in our country.
Giriş ve Amaç: Hepatosellüler karsinomla ilgili ülkemize ait veriler oldukça
azdır. Bu nedenle, belirli zaman diliminde kliniğimizde hepatosellüler
karsinom tanısı ile takip edilen hastalara ve tümöre ait tanımlayıcı
verileri sunmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde
2000–2006 yılları arasında hepatosellüler karsinom tanısı alan hastalara
ait kayıtlar tarandı. Bulgular: Hepatosellüler karsinomlu 98 hastanın
%12,2’si kadın ve %87,8’i erkekti. Hastaların yaş ortalaması 60,6±9,6
yıldı. HBV pozitif hastalar HCV pozitif hastalara göre anlamlı olarak daha
gençti. Hastaların %84,7’sinde karaciğer sirozu vardı. Vakaların
%63,3’ünde HBV, %22,5’inde HCV, %5,1’inde alkol kullanımı vardı ve
%5,1’inde kronik karaciğer hastalığı etiyolojisi bulunamadı. Sirotik olguların
%33,3’ü Child A, %39,5’i Child B ve %27,2’si Child C idi. Hastaların
%8,2’de portal ven trombozu tespit edildi. Serum alfa-fetoprotein
düzeyi olguların %30,6’da > 200 ng/ml, %41,8’de < 20 ng/ml ve
%27,6’da 20–200 ng/ml arasında bulundu. Hastaların %54,1’de tek lezyon,
%42,8’de ≥2 lezyon ve %3’de diffüz tip tespit edildi. Hastalarımızın %26,5’de < 3 cm, %42,9’da 3-5 cm ve %26,5’de > 5 cm büyüklüğünde
lezyon tespit edildi. Lezyonlar hastaların %56,1’de sağ lobda,
%17,3’de sol lobda ve %26,5’de her iki lobda saptandı. Hastaların
%59,2’ne alkol ablasyon, %11,2’ne kemoembolizasyon, %4,1’ne cerrahi
rezeksiyon uygulandı. Hastalarımızın %21,4’üne semptomatik tedavi,
%2’sine sistemik kemoterapi ve %2’sine karaciğer transplantasyonu yapıldı.
Sonuç: Hepatosellüler karsinom ileri yaşlarda özellikle erkeklerde
sık görülür ve hepatosellüler karsinom için ülkemizde halen viral etiyoloji,
özellikle HBV en önemli risk faktörüdür.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 8 Issue: 1 |
test-5