Background and aim: Protein induced by vitamin K absence or antagonist II is a new and sensitive indicator of hepatocelluler carcinoma and its sensitivity is higher when performed with alpha- fetoprotein. The aim of this study was to measure sensitivity and specifity of protein induced by vitamin K absence or antagonist II in hepatocelluler carcinoma and to compare the diagnostic value of these methods. Material and methods: Ninety (28 female and 62 male) subjects were included in the study and were divided into three groups: hepatocelluler carcinoma (62 patients), cirrhosis (20 patients) and controls (18 cases). Alpha- fetoprotein and protein induced by vitamin K absence or antagonist II were measured in all patients. Student's t, Chi square and Duncan tests were used for statsitical analysis. Results: In hepatocelluler carcinoma patients alphafetoprotein and protein induced by vitamin K absence or antagonist II levels were significantly higher than controls and cirrhosis. Sensitivity and specificitiy of protein induced by vitamin K absence or antagonist II were 92.3 %, and 90.9 % respectively. Abnormal protein induced by vitamin K absence or antagonist II levels were found in 41.9 % patients with normal alpha- fetoprotein levels. Conclusions: According to our findings protein induced by vitamin K absence or antagonist II may be useful in the diagnosis, screening and detection of relapse in hepatocelluler carcinoma. It also appears to be useful in diagnosing small hepatocelluler carcinoma when used with new immunoassay methods and alpha- fetoprotein.
Giriş ve amaç: “Protein induced by vitamin K absence or antagonist II” hepatosellüler karsinoma tanısında kullanılan yeni sensitif bir belirleyicidir. Alfa-fetoprotein ile birlikte kullanıldığında sensitivitesi daha da artmaktadır. Bizde bu çalışmada sirozlu ve ve hepatomalı hastalarda kontrol grubuna göre alfa-fetoprotein ve plazma “protein induced by vitamin K absence or antagonist II” düzeylerini ölçmeyi amaçladık. Gereç ve yöntem: Çalışmaya 90 hasta alındı. Bu hastaların kadın / erkek oranı 28/62 idi. Hastalar siroz, hepatosellüler karsinoma ve kontrol grubu olarak değerlendirmeye alındı. Bu hastalardan 62'si hepatoma, 20‘si siroz ve 18 kontrol grubundan oluşmaktaydı. Hepatosellüler karsinoma grubunda 19 kadın, 43 erkek, siroz grubunda 9 kadın 11 erkek ve kontrol grubunda 7 kadın 11 erkek bulunmaktaydı. Tümör büyüklüğü ve sayısı ile alfa-fetoprotein ve “protein induced by vitamin K absence or antagonist II” düzeyleri arasındaki ilişki değerlendirildi. Tüm hastaların alfa-fetoprotein ve “protein induced by vitamin K absence or antagonist II” düzeylerine bakıldı. Çalışmanın istatistiksel analizleri için “students t testi”, “Chi – kare” ve “Duncan” testi uygulandı. Bulgular: Gruplar arasında yaş ve cins bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Hepatosellüler karsinoma'lı hasta grubunda hem alfa-fetoprotein hem de hem de “protein induced by vitamin K absence or antagonist II” düzeyleri siroz ve kontrol grubuna göre anlamlı oranda yüksek bulundu. “protein induced by vitamin K absence or antagonist II”‘nin sensitivitesi % 92.3 ve spesifitesi % 90.9 olarak tespit edildi. Ayrıca alfa-fetoprotein normal “protein induced by vitamin K absence or antagonist II” yüksek olguların oranı da % 41.9 bulundu. Sonuç: “Protein induced by vitamin K absence or antagonist II”, alfa-fetoprotein kadar duyarlı bir yöntemdir. Sensitivitesi yüksek olup hepatosellüler karsinoma'da erken tanı, tarama ve nüksleri saptamada yararlı bir yöntem gibi görünmektedir. Alfa-fetoprotein ile kombine kullanıldığında ve yeni immunassay yöntemleri ile saptanırsa küçük tümörleri de saptamada etkili bir yöntem olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2002 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Cilt: 1 Sayı: 1 |
test-5