Türk kadınının içinde bulunduğu Anadolu coğrafyasında yaşadığı kültürel ve sosyal kısıtlamalar, Osmanlı toplumuna
hâkim olan ataerkil anlayışın bir mirasıdır. Bu anlayışın dışına çıkmak isteyen kadının içinde bulunduğu
toplumun tabularını yıkması gerekmektedir. Bunun için de Cumhuriyetin ilanından sonra kadının toplum içindeki
yerini değiştiren bazı sosyal değişiklikler yapılmış ve kadını içinde bulunduğu coğrafyanın örf ve adetlerinden sıyırarak
daha da özgür kılan seküler bir anlayışın temelleri atılmıştır. Cinsî hürriyetlerini yenice elde eden kadınların
oluşturduğu zevk ve eğlence kadınlığı denilen bir sınıf da toplum piramidinde yerini almıştır. Kadınların toplum
içindeki konumu zaten geri plandayken bir de bu dışlanmaya zevk ve eğlence kadınlığı denilen bir mesele de
eklenince kadının toplumdaki konumunun pek de olumlu olması beklenemez. Sanattaki zihniyetten dolayı bu durum
edebi metinlerde de kendine yer edinecektir. Görülüyor ki zevk ve eğlence kadınlığı meselesine de romanlarında
yer veren yazarlar meseleyi farklı yönleriyle ele almışlardır. Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Peyami Safa Türk Edebiyatında
kadını bir çok farklı açıdan anlatan iki romancıdırlar. Bu çalışmada kadının yerinin toplumda geçirdiği bu
değişimler ile cinsel ve bireysel konumunun edebi metinlere nasıl yansıdığını görmek amacıyla Hüseyin Rahmi’nin Kokotlar Mektebi romanı ile Peyami Safa’ nın Sözde Kızlar romanı incelenerek kadınların toplum içindeki yeri
ve görünüşünün her iki romancı tarafından nasıl aktarıldığı kıyaslanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 29, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 4 |
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (HEFAD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.