İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesi(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzaya açılmış ve 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Sözleşmeyi önemli kılan yer verdiği ve koruduğu insan hakları değil, Strasbourg’ta kurduğu koruma sistemidir. Koruma sisteminin amiral gemisi olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM) 1959 yılında kurulmuş ve kabul edilen çeşitli protokollerle birçok değişikliğe uğrayarak çok daha etkin bir hâle gelmiştir. AİHM 1959-2009 yılları arasında toplam 12198 davayı karara bağladı. Bu kararların en büyük kısmı Türkiye ile ilgilidir. AİHM 1959 ve 2009 yılları arasında Türkiye ile ilgili toplam 2295 davayı karara bağladı. Bu davaların 2017’sinde Türkiye’nin Sözleşmenin en az bir maddesini ihlâl ettiğini, 46’sında herhangi bir ihlâlin olmadığını tespit etmiştir. 232 karar ise dostane çözüm ve diğer konulara ilişkindir. Türkiye aleyhine verilmiş ihlâl kararları incelendiğinde, bu kararların büyük bir çoğunluğunun yargıyla ilgili olduğu görülür. Örneğin, ihlâl kararlarının yaklaşık üçte biri AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen “adil yargılanma hakkı” ile ilgilidir. Geri kalan ihlâl kararlarının çoğunun kaynağı yine yargıdır. Oysa demokratik bir toplumda yargının temel rolü insan haklarını korumak olmalıdır; ihlâl etmek değil. Bu çelişki mutlaka ortadan kaldırılmalıdır. Yapılması gereken şey bütüncül bir anlayışla uzun zamandır tartışılan Yargı Reformunu biran önce hayata geçirmektir.
The Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms(The European Convention on Human Rights) was opened for signature in Rome on 4 November 1950 and entered into force in 3 September 1953. The Convention’s importance lies not only in the scope of the human rights that it protects, but also in the system of protection established in Strasbourg. The European Court of Human Rights(ECHR) is the fl agship of this protection system was set up in 1959. The structure and method of working of the ECHR has been changed by various protocols and it has become more effective. Between 1959 and 2009, the ECHR adjudicated total 12198 cases. The highest number of judgments concerned Turkey. The ECHR adjudicated total 2295 concerned Turkey. 2017 of them judgments fi nding at least one violation, 46 of them judgments fi nding no violation, 232 of them related to friendly settlements judgment and other judgments. When the data depending on violation judgments are analyzed, it is realized that the vast majority of these violation judgments is related to judiciary. For example; approximately one-third of these violation judgments is related to “right to a fair trial” which is taken under guarantee of the 6. article of the European Convention on Human Rights. The source of the most of the other violation judgments are judiciary. Whereas in a democratic society, the main role of the judiciary must be to protect human rights; not violate of them. For abolish this contradiction, judicial reform, which has being discussed for a log time, should be realized as soon as possible.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Publication Date | June 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 13 Issue: 1 |