Burjuva erkek egemen zihniyet yıllarca kadınları ‘özel’ alana ait olduğu gerekçesiyle kamusal alandan dışlamış ya da kadınlara özel alan rollerinin uzantısı işleri yapmaları şartıyla kamusal görünürlük ‘hakkı’ vermiştir. Kadınlar çeşitli mücadelelerle kamusal alandaki varlıklarını yasal güvence altına alabilmişlerdir. Türkiye gibi birçok ülkede kadınların yasal haklarına kavuşmasının üzerinden oldukça uzun bir zaman geçmesine rağmen kadının kamusal alandaki –özellikle de siyasetteki- varlığı işlevsellikten uzak bir görünürlük ile sınırlı kalmıştır. Ancak kamusal alanda var olmak, görünürlüğün dışında, kamusal alanı etkileyecek ve değiştirecek eylem ve söylem geliştirme imkâna ve araçlarına sahip olmak demektir. Modern siyasetin kurumlarından biri olan siyasi partiler, formel işlevlerinin yanı sıra, kamusal alanın önemli aktörlerindendir ve bazı toplumsal grupların kamusal tartışmanın bir parçası olma sürecinde önemli roller üstlenebilmektedirler. Siyasi partilerin kadın kolları dünyanın farklı ülkelerinde uygulamada olan, kadının siyasal katılımını arttırmak amacıyla oluşturulmuş ve –tabi ki başka birçok faktörle birlikte- başarılı sonuçlar ortaya koymuş yapılardır. Türkiye’de de kadının siyasal katılımını arttırma söylemiyle, ilk defa 1950’lerin ikinci yarısında oluşturulan kadın kolları teşkilatları, günümüzde ulusal düzeyde örgütlenmesini tamamlamış birçok siyasi partinin bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak yaklaşık 70 yıllık bu geçmişe rağmen kadının siyasal katılımının oldukça düşük düzeyde olması bu yapıların tartışılmasına yol açmaktadır. Bu makale, kadın kollarının siyasal katılım üzerindeki etkisini kamusal alan kavramı ve özel-kamusal alanların ataerkil cinsiyetçi temelde yapılandırılması üzerinden okumaktadır. Bu araştırmanın teorik altyapısını Habermasçı kamusal alan ve bu kavramın sınırlılıklarına yöneltilen -özellikle feminist- itirazlar oluşturmaktadır. Kadın kolları teşkilatlarıyla gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelerin temel oluşturduğu alan araştırmasının sonuçları ışığında, kadının kamusal alana çıkmasının, ataerkil zihniyetin bir sonucu olarak özel alandaki konumu ve bu konumun kadına kamusal alanda getirdiği engeller nedeniyle sınırlandırıldığı tespit edilmiştir. Kadın kollarının, kadınların kamusal olarak görünür olmasına katkı sağlasa da, kendi adına söz söyleyebilen ve eyleyebilen birer özneye dönüşmesi sürecine katkı sağlayamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
For centuries, the bourgeois male-dominated ideology has excluded women from the public sphere because they belong to the 'private' sphere, or has given women the 'right' to public visibility on the condition that they perform jobs that are extensions of their private sphere roles. Women were able to legally secure their existence in the public sphere through years of struggle. Although it has been a long time since women gained their legal rights in many countries such as Turkey, the presence of women in the public sphere - especially in politics - consists of pure visibility in many cases. However, publicity is not just about visibility. Political parties, one of the institutions of modern politics, are, in addition to their formal functions, significant actors of the public sphere and can play crucial roles in the process of some social groups becoming a part of the public debate. Women's wings of political parties are structures that are in practice in different countries of the world and produce successful results - along with many other factors - in terms of women's political participation. In Turkey, women's wing organizations, which were first established in the second half of the 1950s to increase women's political participation, continue to work within many political parties that have completed their organization at the national level. However, despite this history of approximately 70 years, the fact that women's political participation is still far below the world average makes it necessary to question the functioning of these structures. This article examines the impact of women's wings on political participation through the concept of public space and the structuring of private-public spaces on a patriarchal gendered basis. The theoretical basis of this research consists of the Habermasian public sphere and the -especially feminist- objections to the limitations of this concept. In light of the results of the field research, it was concluded that in a context where women are associated with private sphere roles even if they appear in the public space, they cannot turn into a public subject who can speak on their behalf, even if they are publicly visible. Although the women's wings of political parties contribute to the socialization of women, they are far from being a structure that paves the way for women's active participation in politics.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Women's Studies |
Journal Section | Main Section |
Authors | |
Early Pub Date | August 2, 2024 |
Publication Date | August 12, 2024 |
Submission Date | February 26, 2024 |
Acceptance Date | May 14, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 26 Issue: 2 |