Lisede farklı sınıf düzeylerinde öğrenim görmekte olan öğrencilerle gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı, ergenlerin bağlanma stillerinin ve öz yeterliklerinin ilişkisini belirlemek ve bunları farklı demografik değişkenler açısından incelemektir. Çalışmanın örneklemini yaşları 15-18 arasında değişen, %51.8’ (n=127) erkek, %48.2’ si (n=118) kadın olmak üzere toplamda 245 katılımcı oluşturmuştur. Araştırma korelasyonel araştırma modeli ile betimsel tarama modeline uygun hazırlanmış ve araştırmada üç boyutlu bağlanma stilleri ölçeği ile çocuklar için öz yeterlik ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada katılımcı gruplarına göre ölçek puanlarının karşılaştırılmasında “Bağımsız T-testi” ve “Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)” yapılmıştır. İkiden fazla grup olması durumunda farklılık gösteren grupları belirlemede Duncan testi kullanılmıştır. Sürekli ölçümler arası ilişkileri belirlemede “Pearson” korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Çalışmada güvenli bağlanma ile öz yeterlikler arasında pozitif ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca kadın öğrencilerin erkek öğrencilere oranla daha çok kaygılı/kararsız bağlanma stillerine sahip olduğu, öte yandan öz yeterliğin cinsiyet değişkeninde farklılık göstermediği ortaya çıkmıştır. Katılımcılardan 9. sınıfta öğrenim görenlerin bağlanma türlerinden olan kaygılı/kararsız bağlanmalarının diğer sınıf düzeylerinde öğrenim görmekte olanlara göre anlamlı şekilde az olduğu görülmüştür. Öğrencilerin akademik başarılarının artışının; güvenli bağlanma, akademik öz yeterlik, sosyal öz yeterlik ve duygusal öz yeterlik durumlarını olumlu etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcılardan yalnız başına yaşamak isteyenlerin olumsuz bağlama stillerine sahip oldukları ve güvenli bağlanma stiline sahip olanların ise ailesi veya arkadaşı ile yaşamayı tercih ettikleri tespit edilmiştir.
This study aimed to investigate the correlation between attachment styles and self-efficacy among high school students across various grade levels. Additionally, the study sought to analyze these relationships in relation to different demographic variables. The study sample comprised 245 participants, with 51.8% (n=127) being male and 48.2% (n=118) being female. The participants were aged between 15 and 18 years. The study was conducted following the correlational research model and descriptive model. The research utilized the three-dimensional attachment styles scale and the self-efficacy scale for children. The study employed the use of the "Independent T-test" and "One-Way Analysis of Variance (ANOVA)" to compare the scale scores across different participant groups. The Duncan test was employed to identify any significant differences among multiple groups. Pearson correlation coefficients were computed to assess the associations between continuous variables. The study revealed a positive correlation between secure attachment and self-efficacy. Additionally, the study revealed that female students exhibited a higher prevalence of anxious/ambivalent attachment styles compared to their male counterparts. However, no significant gender differences were observed in terms of self-efficacy levels. It was observed that there was a significant difference in the prevalence of anxious/ambivalent attachment among participants in the 9th grade compared to those in other grade levels. It has been determined that the rise in students' academic achievement has had a positive impact on their secure attachment, academic self-efficacy, social self-efficacy, and emotional self-efficacy. Furthermore, it has been determined that individuals who expressed a desire to live alone among the participants exhibited negative attachment styles, while those with secure attachment styles indicated a preference for living with their families or friends.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Other Fields of Education (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | September 3, 2024 |
Publication Date | September 15, 2024 |
Submission Date | August 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 24 Issue: 3 |