The aim of this study is to examine the perceptions and policies regarding Roma in Europe and Turkey, based on the relationship between security and identity. In the study, firstly, the thesis that the perception of identity develops a security problem is discussed. Prejudices developed against some identities make them a security problem. The Romani identity constitutes one of the most prominent identities in this regard. Secondly, the study concentrates on the practices against the Romani people in Europe. It argues that in Europe, Romani people experienced problems such as genocide, exile, displacement, sterilization, discrimination and exclusion. Some of these practices still exist in some European countries today. Thirdly, the study focuses on how the Romani people pose a security problem in Turkey. The article argues that there is also a security-based perception towards Romani people in Turkey. Although this perception occasionally turns into exclusionary policies, Romani people have not faced inhumane treatment such as genocide and sterilization as they experienced in Europe. Especially with the Romani Initiative started in 2009, the barriers preventing Romani people from benefiting from public services have been removed. This paved the way for Romani people to take part in politics and public institutions as well as civil society activities.
identity security Roma Social Perception Stigmatization Discrimination
Bu çalışmanın amacı güvenlik ile kimlik arasındaki ilişkiden hareketle Avrupa’da ve Türkiye’de Romanlarla ilgili algı ve politikalara dikkat çekmektir. Araştırmada öncelikle kimlik algısının aynı zamanda bir güvenlik sorunu oluşturduğu tezi işlenmektedir. Bazı kimliklere karşı geliştirilen ön yargılar bu kimlikleri aynı zamanda bir güvenlik sorunu haline getirmektedir. Romanlar bu konuda en fazla ön plana çıkan kesimlerden birini oluşturmaktadır. Çalışmada ikinci olarak Avrupa’da Romanlara karşı uygulanan insan haklarına aykırı uygulamalara dikkat çekilmektedir. Avrupa’da Romanlar, soykırım, sürgün, yerinden edilme, kısırlaştırılma, ayrımcılık ve dışlanma gibi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu tür uygulamaların bir kısmı bazı Avrupa ülkelerinde bugün de varlığını sürdürmektedir. Çalışma üçüncü olarak Türkiye’de Romanların nasıl bir güvenlik sorunu oluşturduğuna odaklanmaktadır. Türkiye’de de Romanlara yönelik güvenlik kaynaklı bir algı söz konusudur. Bu algı zaman zaman dışlayıcı politikalara dönüşmekle birlikte Romanlar Türkiye’de Avrupa’dakine benzer bir soykırım ve kısırlaştırma gibi gayri insani muamelelerle karşılaşmamıştır. Özellikle 2009 yılında başlatılan Roman Açılımı ile birlikte Romanların kamu hizmetlerinden yararlanmasının önündeki engeller kaldırılmıştır. Bu da Romanların sivil toplum alanının yanı sıra siyasette ve kamu kurumlarında yer almasının yolunu açmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 19 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.