This study examined the attempts of military authoritarian regimes to establish hegemonic parties in the examples of South Korea, Indonesia and Turkey from the perspective of comparative politics. As stated in the literature, the longest-lasting authoritarian regimes are those that establish a political party and consolidate their power through this institution. This claim is also valid for military authoritarian regimes. If the political parties that the junta established or supervised the establishment of can gain large majority in the parliament and control the executive, the political-legal regulations they have brought can be rooted and the criminal responsibilities of the junta members can be prevented. Parties achieving this in three or more elections are considered hegemonic parties. A party's hegemonic status is achieved through its institutionalization and autonomy beyond being a leader's personal domination and propaganda tool and an election machine. Among the examples discussed here, only Indonesia's Golkar Party was able to become a fully hegemonic party and, for certain specific reasons, moved away from the elites that created the party and continued its political life by leaning on the new electorate. The Democratic-Republican Party of South Korea was also partially successful, winning several elections and approaching the hegemonic party level for a while. Among the examples discussed, Turkey's Nationalist Democracy Party was by far the most unsuccessful example. Similar to other parties, this party, established to continue the reforms and ideology of the military authoritarian regime and to provide legal protection to the members of the junta, neither gained the full support of the junta nor based on a certain political tradition, and eventually came last in the first election it melted and dissolved itself within a few years. This failure of the party enabled Turkey to return to civil-democratic life very soon after the coup.
Bu çalışma, Güney Kore, Endonezya ve Türkiye örneklerinde askeri otoriter rejimlerin hegemonik parti kurma denemelerini karşılaştırmalı siyaset perspektifinden ele almaktadır. Literatürde tespit edildiği üzere otoriter rejimler arasında en uzun ömürlü olanlar bir siyasal parti ihdas eden ve gücünü bu kurum aracılığıyla konsolide eden rejimlerdir. Bu tespit askeri otoriter rejimler için de geçerlidir. Cuntanın bizzat kurduğu ya da kurulmasına nezaret ettiği siyasal partiler eğer parlamentoda büyük çoğunluklar sağlayabilirler ve yürütmeyi kontrol edebilirlerse, hem getirdikleri siyasal-hukuksal düzenlemeler kökleşebilir hem de cunta üyelerinin cezai sorumluluklarının gündeme gelmesi önlenebilir. Bunu üç ve daha fazla seçimde tekrar sağlayabilen partiler hegemonik partiler olarak kabul edilmektedirler. Bir partinin hegemonik olabilmesi ise, onun, liderin kişisel hakimiyet ve propaganda aracı ve bir seçim makinesi olmanın ötesinde kurumsallaşması ve özerkleşmesi ile gerçekleşmektedir. Burada ele alınan örnekler içinde sadece Endonezya’nın Golkar Partisi tam bir hegemonik partiye dönüşebilmiş ve belirli özgül nedenlerle partiyi yaratan elitlerden uzaklaşarak yeni seçmen kitlelerine yaslanıp siyasal hayatına devam edebilmiştir. Güney Kore’nin Demokratik Cumhuriyetçi Partisi de kısmen başarılı olabilmiş, birkaç seçim kazanarak bir süreliğine hegemonik parti düzeyine yaklaşmıştır. Ele alınan örnekler içinde Türkiye’nin Milliyetçi Demokrasi Partisi açık ara en başarısız örnek olmuştur. Diğer partiler gibi askeri otoriter rejimin reformlarını ve ideolojisini devam ettirmek ve cunta üyelerine hukuki koruma sağlamak amacıyla kurulan bu parti, ne cuntanın tam desteğini elde edebilmiş ne de belirli bir siyasal geleneğe dayanabilmiş ve neticede ilk girdiği seçimde sonuncu olduktan sonra birkaç yıl içinde eriyip kendini feshetmiştir. Partinin bu başarısızlığı, Türkiye’nin darbeden çok kısa süre sonra sivil-demokratik hayata geri dönebilmesini sağlamıştır.
askeri otoriter rejim demokratikleşme hegemonik parti Golkar Demokratik Cumhuriyetçi Parti Milliyetçi Demokrasi Partisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 23 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 20 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.