Bu araştırma Schmid ve De Graaf’ın “İletişim Olarak Şiddet: İsyancı Terörizm ve Batı Medyası” isimli 1982 tarihli çalışmada ilk olarak ifade ettikleri, daha sonra Schmid’in 2011 tarihinde bir kez daha vurguladığı “terörizmin bir iletişim biçimi olduğu” tanımından yola çıkarak Kızıl Tugaylar terör örgütünün hedef kitlelere verdiği mesajları incelemektedir. Terör örgütleri planladıkları ve uygulamaya koydukları eylemlerle hedef kitlelerini sindirme, ikna etme ve zorlama amacı gütmektedir. Bir terör eyleminin birincil kurbanı veya kurbanları yalnızca araçsal nitelikteyken, esas amaç bu kurbanların yaşadıklarının geniş kitleler tarafından öğrenilerek genel bir korku yaratılmasıdır. Bu araştırmada Kızıl Tugaylar’ın 1978’de İtalya eski başbakanı Aldo Moro’yu kaçırıp alıkoyma eylemi sürecinde kamuoyuna yönelik yayımladıkları dokuz propaganda bildirisinin içerik analizi ve söylem çözümlemesi orijinal İtalyanca metinleri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Çalışma MaxQda programı aracılığıyla içerik analizi ve söylem çözümlemesi yöntemlerine dayanarak yürütülmüştür. Bulgulara göre örgüt, oldukça sert ve müzakereden uzak tonda bir söylem kurgulamış, ideolojik yanı ağır basan söylemle düşmanlaştırdığı aktörleri kötüleyip eylemi meşrulaştırmaya gayret göstermiştir. Örgüt, bahsi geçen propaganda bildirilerinde Aldo Moro’yu şahsının ötesinde bir sembol haline getirerek düşmanlaştırmıştı. Böylelikle Moro, İtalya’da örgütün karşı çıktığı birçok kavramın temsilcisi haline getirilmiştir.
Based on Schmid and De Graaf's definition of terrorism as a form of communication, first expressed in their 1982 study "Violence as Communication: Insurgent Terrorism and the Western Media" and later reemphasized by Schmid in 2011, this research examines the messages that the Red Brigades terrorist organization sends to target audiences. Terrorist organizations aim to intimidate, persuade and coerce their target audiences through the actions they plan and put into practice. While the primary victim or victims of a terrorist act are only instrumental, the main purpose is to create a general fear by making their experiences known to the masses. In this study, the content analysis and discourse analysis of nine propaganda statements in Italian language issued by the Red Brigades to the public during the kidnapping and detention of former Italian Prime Minister Aldo Moro in 1978 were analyzed. The study was conducted through the MaxQda program, based on content analysis and discourse analysis methods. According to the findings, the organization has constructed a very harsh and non-negotiable discourse, and has tried to legitimize the action by vilifying the actors it has antagonized with its ideologically dominant discourse. In the aforementioned propaganda texts, the organization antagonized Aldo Moro by turning him into a symbol beyond his person. In this way, Moro became the representative of many concepts that the organization opposed in Italy.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | International Relations (Other) |
Journal Section | Tüm Sayı |
Authors | |
Publication Date | August 24, 2024 |
Submission Date | December 21, 2023 |
Acceptance Date | August 21, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 25 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.