Soğuk Savaş’ın bitmesi ile uluslararası sistemde ani ve derin bir değişim süreci yaşanmıştır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Doğu Bloğu dağılmış, iki kutuplu sistem sona ermiş ve Batı Bloğu bu mücadeleden galip ayrılmıştır. NATO’nun Soğuk Savaş Dönemi’nde Batı Bloğunun savunma örgütü olarak bu dönemde önemli bir işlevi olmuştur. Caydırıcı bir savunma örgütü olması yanında Batı Bloğunun kolektif kimlik oluşturmasında NATO, temel bir görev üstlenmiştir. NATO, Soğuk Savaş sonrası Avrupa güvenlik mimarisi oluşturmanın yanında Batı kimliğinin genişlemesine odaklanmıştır. Rusya Federasyonu ilk olarak devletin inşasına odaklanmış, 2000’li yılların ortasından itibaren uluslararası sistemde tekrar başat bir aktör olmayı başarmıştır. NATO’nun Doğu Avrupa’ya genişlemesi ve Batı kimliği temelindeki yaklaşımı, Rusya tarafından tehdit olarak algılanmış, zamanla Ukrayna’nın NATO üyesi olabileceği yaklaşımı tarihsel kökleri bulunan Batıdan gelen tehdit algısı Rusya Federasyonu’nun düşünsel ve daha sonrasında eylemsel yaklaşımına dönüşmüştür. Yaşanan gelişmeler, günümüzde karşılıklı tehdit algısını oluşturmuştur. Her iki tarafta birbirini tehdit olarak algılamakta, postyapısalcılığın öteki kimlik yaklaşımı çerçevesinde hareket eden aktör görünümüne sahip olmuşlardır.
With the end of the Cold War, a sudden and profound change took place in the international system. The Union of Soviet Socialist Republics and the Eastern Bloc dissolved, the bipolar system ended, and the Western Bloc emerged victorious from this struggle. NATO played an important role during the Cold War as the defense organization of the Western Bloc. In addition to being a deterrent defense organization, NATO played a vital role in shaping the collective identity of the Western Bloc. After the Cold War, NATO focused on creating a European security architecture and expanding Western identity. The Russian Federation initially focused on state-building, and since the mid-2000s, it has managed to reemerge as a dominant actor in the international system. NATO's expansion into Eastern Europe and its emphasis on Western identity were perceived as threats by Russia. Over time, the possibility of Ukraine becoming a NATO member exacerbated Russia's historical perception of a threat from the West. This perception evolved into both intellectual opposition and subsequent actions by the Russian Federation. These developments have led to the current situation of mutual threat perception. Both sides now perceive each other as threats, embodying a dynamic in line with the "othering" approach found in poststructuralism.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler (Diğer) |
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 27 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 26 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.