Roman ve tarih konusu, bir yandan kurmaca ile belge arasındaki uzlaşmazlığın, öte yandan tarih inşâ etme arzusunun ister belgeleri konuşturmak ister kurmacayı yönlendirmek bağlamında ele alınsın sorunlu olduğu tartışmalı bir konusudur. Bu tartışmalı alanın Türk edebiyatındaki en tipik örneklerinden birisi Kemal Tahir'dir. Yazar romanları ve sanatçılığı kadar tarihe yaklaşımıyla da ilgi çeken, dolayısıyla, romanlarından kalkarak tarih düşüncesini, tarih üzerine tezlerinden hareketle romancılığını konuşmak mümkün, hatta kışkırtıcıdır. Yazarın roman sanatı içerisinden bir tarih tezi geliştirmek istediği eserlerinin başında, genellikle en başarılı eseri sayılan Devlet Ana romanı gelmektedir. Bu roman edebiyat biliminin yöntemlerinden birisi olarak üslup özellikleri bakımından incelendiğinde, tarih-kurma arzusunun romanın dokusunda çelişik yapılar oluşturduğu görülmektedir.
History and novel have two problematic sides. On one hand there is a firm disagreement on how to eliminate the cleavage between fiction and actual document. The desire for construing the history whether its done by verbalizing the documents or reorientating the fiction is also quite problematic. Kemal Tahir is one of the most prominent examples of this problematic sphere in Turkish literature. It should be noted that his thought of hisory reflects upon his novels. Therefore in order to be able to understand Tahir's novels one should consider his thesis on history. Devlet Ana is one of the best pieces of the author in which he tried to develop a thesis of history. When this work is analysed by one of the scientific analysis methods of literature, namely stylistics,it is observed that the attempts of history-constructing create contradicting structures in the novel.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Reserch Articles |
Authors | |
Publication Date | August 12, 2014 |
Submission Date | August 12, 2014 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 5 Issue: 2 |