Tanzimat’tan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadarki tarihsel süreç, tarihsel kopuş üzerinden okunabileceği gibi süreklilik üzerinden okunarak da değerlendirilebilir. Bu sürekliliği gösterebilen ve açık biçimde cisimleştiren örneklerden biri kuşkusuz Türk aydınları, Türk aydının kimliği ve Türk aydınının zihniyetidir. Türk aydını Osmanlı’dan Cumhuriyet’e tarihsel sürekliliği içerisinde, misyoner, fonksiyoner, jakoben, eklektik, otoriteryen ve devlet-bağımlı olagelme özelliğiyle karakterize olunabilen ve tarihsel cisimleşmeye uğrayan bir varoluş ve kendilik (entity)’tir. Türk aydını için düşünce kendi başına bizatihi bir değer olmamış, daima eylem için araçsallaştırılmıştır. Batı’da entelektüel, kamusal alanda otonom bir kimlik olabilmişken, Türk aydını otonom bir statünün ve alanın içerisinde olamamıştır. Dolayısıyla Türk aydını üzerinden yapılacak bir tarihsellik ve kimlik okumasının önemi büyüktür ve yeniden üretilmeye gereksinim duyar.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Reserch Articles |
Authors | |
Publication Date | September 5, 2014 |
Submission Date | September 5, 2014 |
Published in Issue | Year 2007 Volume: 2 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.
Journal of Academic Inquiries accepts the Open Access Journal Policy for sharing knowledge.